Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir paylaşım gördüm. Bir genç kız, oldukça şık bir gelinliği almış ayna karşısında üzerine tutarken hayallere dalıyor. Bir anda aynada gördüğü pembe hayallerin arasına 'cızırtı gibi giren gerçekler' tadını kaçırıyor ve hemen gelinliği bırakıp oradan uzaklaşıyor. 'Cızırtı gibi giren gerçekler' lafını biraz daha açarsak...
Gidip gelen bir görüntüde belinde önlük, elinde toz bezi, kendini çamaşır asarken, temizlik ve yemek yaparken görüyor. Ardından da çocuk ve uykusuz günler de sırasıyla aklına geliyor...
Aslında evliliğin en zor kısımları bunlar değil. Bu işleri zaten yalnız yaşasan da yapmak zorundasın. Ayrıca sevdiğin insanlarla ya da sevdiğin insanlar için bu işleri yapmak zor gelmiyor insana...
SİHİRLİ KELİME İLETİŞİM
Evliliğin asıl zor kısmı iletişim!
O çok sevdiğin, ömrünü beraber geçirmeyi istediğin, dünyaya ortak bir canlı getirdiğin adam/kadınla kuracağın iletişim. Çift olarak gerek kendimiz, gerek çevremizdeki arkadaşlarımız her gün pek çok sorun yaşıyoruz... Onları dinlerken de kendiminkini anlatırken de fark ettiğim en önemli ortak yan şu:DİNLEMEMEK! ANLAMAK İSTEMEMEK!
İkili ilişkilerde bir şey seni rahatsız ederse söylersin, karşındaki de o şeyi bir daha yapmamaya çalışır değil mi?
Normalde arkadaşlık ilişkilerinde böyle yürür işler. Ancak evlilikte nedense bir şey bir kere söyleniyor, bir daha söyleniyor, bir daha, bir daha bir daha...
Karşınızdaki ısrarla sizin rahatsız olduğunuz şeyi yapmaya devam ediyor ve siz yine söylediğinizde ise "Yine mi bu konu? Ne çok uzatıyorsun" oluyor.
DAĞINIK SAÇ SENDROMU
Evet yine bu konu... Çünkü sen benim rahatsız olduğum şeyi değiştirmedin, değiştirmek için çabalamadın, hepsini bir kenarı bırak bundan neden rahatsız olduğumu pek çok kez anlatmama rağmen anlamadın, çünkü dinlemedin!
Peki niçin insanlar arkadaşlarına bu konuda hassas davranırken hayatlarını paylaştıkları eşlerine aynı hassasiyeti göstermez.
Çünkü tam da hayatı paylaştığı için! Nasıl ki sabah uyandığında onu dağınık saçlarla görmeni önemsemiyorsa artık senin kızmanı, öfkeni de önemsemiyor.
Çünkü onun hayat rutinindesin ve ekstra özen gösterilmesi gereken kişiler kategorisinde değilsin. Yani insanlar aslında evlenirken kendine şunu sormalı:
"Onun hayatının, rutininin bir parçası olmaya hazır mısın?"