Anne-baba lafına gelmenin bir çeşidini daha yaşıyorum son günlerde. Annemin babamın kızdığım ne kadar kısıtlaması, yasağı varsa yıllar içinde sözlerine gelerek anlıyorum.
Son kavrayışım, ehliyetsiz çocuğa araba kullanmayı öğretmekle ilgili! Babam ben ehliyet sınavına girene kadar asla direksiyon başına orturtmadı beni... Hep ona kızdım. "Neden bana öğretmiyorsun?
Sen öğretsen zamanı geldiğinde kolayca alırım ehliyeti. Herkes çocuğuna araba kullanmayı erkenden öğretiyor" diye...
O da bana "Ehliyeti almadan kesinlikle olmaz, başkalarının ne yaptığı beni ilgilendirmez" diyordu.
GENÇLER ÖLÜYOR
Özellikle 3. sayfayı yapmaya başladığımdan beri kaza, bela, cinayet haberleriyle daha yakından ilgilendiğim için dikkatimi çekiyor. Sadece son iki haftada 18 yaş altı ehliyetsiz araba kullanıp ölen çocukların sayısı 5. Üstelik ehliyetsiz araba kullanan akranları da gencecik yaşta hayata gözlerini yumuyor.
Gencecik insanların ölmesi yetmezmiş gibi geride kalan aileleri de mahkemelerle uğraşmak zorunda kalıyor. Geçen günlerde torunu ehliyetsiz araba kullandığı için kaza yapıp ölen bir dedeye "ehliyetsiz araba kullandırmak"tan hapis cezası verildi. Şimdi bir düşünün... Torununuzun öldüğüne mi, torununuzun ölümüne sebep olduğunuza mı yoksa o yaşta hapse girecek olmanıza mı yanarsınız. Maalesef bazı şeylerin telafisi yok. Ebeveyn olmak bu öngörülere sahip olmak demekmiş... Öngörülü bir ailenin üyesi olmak ise güvenli bir hayat ve huzur demekmiş aslında...