Atalarımızın silahla oynanmaması gerektiğini anlatan bir sözü vardır.
'Şeytan doldurur'... Onlar bu sözü korkutmak ya da olabilecek bir kazayı anlatmak için söyledilerse de, günümüzde bizi sorumluluktan kurtar. Her hatanın sorumluluğunu şeytana yüklemek kolayımıza geliyor. Şeytan doldurdu ben n'apim? mı diyeceğiz biri öldüğünde? Sürekli evdeki silahla oynayan kişinin bir arkadaşını ya da kardeşini ya da yakınını vurmasıyla ilgili haberler okuyoruz, yapıyoruz. Hala da kimse akıllanmıyor.
Öncelikle sivil silahlanmaya karşı olduğum için evde silah bulundurmanın anlamını bir türlü çözemiyorum. Hadi evde silah var, neden ortada ve çocukların ulaşabileceği yerlerde durur. Ya da silahını niçin karşında biri varken temizlersin?
KATİLE Mİ ÖLENE Mİ?
Dün yine böyle bir haber İstanbul Bayrampaşa'dan geldi. 14 yaşındaki çocuğun oynadığı tüfek, ateş alınca çıkan saçmaların başına isabet ettiği 16 yaşındaki arkadaşı Mert Cesur yaşamını yitirdi. Şimdi 14 yaşındaki çocuk katil oldu 16 yaşındaki çocuk ise hayatının baharında mezara girdi. Hangisine üzüleceğimi bilemediğim bu durumlarda bireysel silahlanan insanlara daha da çok kızıyorum.
İki çocuğun ebeveynlerinin ne halde olduğunu düşünemiyorum bile! Çocuğu ölen tarafın yerinde olsan kime kızarsın? Peki ya durduk yere katil olan çocuğun ebeveynleri? İnsan hayatı bu kadar ucuz olamaz. Bu, "Hay Allah unutmuşum" diyebileceğiniz bir hata değil!
Çocuklarımızı gözümüzden sakınırken böyle saçma sapan hatalarla hayatların kararmasını aklım almıyor. Kendi çocuğunuzun başına böyle bir şey geldiğinde şeytana kızmak içinizi rahatlatacaksa atın sorumluluğu şeytana...
Siz de oturup ona ağlarsınız!