Son zamanlarda sosyal medyada en çok gördüğüm postlardan biri "Çocuğunuz var ve dışarı çıktığınızda rahat etmek istiyorsunuz. O zaman teyzesini/ halasını da yanınıza alın..." Kardeşi, ablası, abisi olanlar bilir. Gerçekten de kardeşlik birimi en çok çocuk sahibi olduktan sonra çalışmaya başlıyor. Teyze, hala, dayı, amca hem çocuklar hem de ebeveynler için bulunmaz bir nimet.
BAZI BEDELLERİ DE VAR
Tabii kardeş sahibi olmanın geçmişte ödediğiniz bazı bedelleri de yok değil!
Aranızda çok yaş farkı varsa ve siz tam bir ergenken, anne babanız tarafından size tutuşturulan gereksiz bir sorumluluk gibi hissediyorsunuz kardeşiniz hakkında.
Eşyalarınızı, odanızı, en önemlisi de annenizi babanızı onunla/ onlarla paylaşmak durumunda kalıyorsunuz. Zaman zaman kardeşiniz yüzünden işittiğiniz azarlar, aldığınız cezalar da cabası!
DÖNER YİNE KUCAKLAR!
Bizim evde mesela şu an gerçek bir kardeş didişmesi var. Sanki birbirlerinden nefret ediyorlar. En son ablasını bana şikayet eden küçük kızıma, "Tamam annecim sen merak etme, ben ablanı çöpe atarım, kurtulursun" dedim... Bu kez de gülmeye ve ablasını savunmaya başladı. Hani bir atasözü var! Kardeş kadreşi bıçaklar, döner yine kucaklar" işte tam o hesap.
BİR TELEFON YETER
Biz de üç kardeştik hele en küçük kardeşimi hiç istememiş, annemle babama çok sitem etmiştim. Çünkü ben o dönem tam bir ergen, başta da kavak yelleri! Küçük bir kardeş fikri, ergen için tam bir kabus! Erkek kardeşimi ise çok dağınık olduğu için çok sinir bozucu bulurdum. Ama şimdi...
Onlar olmasaydı ben ne yapardım diye düşünmeden edemiyorum. Başım ne zaman sıkışsa ikisi de hemen yanımda.
Tek telefonum yeter. Nerede olurlarsa olsunlar maddi-manevi destekleri hep yanımda.
Biliyorum ki benim kızlar da gelecekte birbirlerinin en büyük destekçisi olacaklar.
Ne diyeyim, kardeşlik müessesesi iyi ki var.