Ölümü bekleyen ‘Çocuklar’
ATEŞ HERKESİ YAKACAK
Hani Çizgili Pijamalı Çocuk diye bir film var. Yahudi soykırımının dehşetini anlatan. Nedense aklıma o film geldi. Geçmişi katliamla yoğrulmuş bir toplumun aynı katliamı başka çocuklara yapması akıl tutulması gibi görünse de aslında "savaşın kazananı yoktur" düsturunu çok iyi açıklıyor. Tıpkı sevgi görmeyen bir insanın sevmeyi bilmemesi gibi. Ben İsrail'in bu kadar katı olabilmesini başka türlü açıklayamıyorum.
Açıklayabilen varsa bana da anlatsın.
Çünkü bu yaşananlar, vatan savunması diye geçiştirilebilecek şeyler değil, bu bir savaş da değil.
Tüm dünyadan liderler, insan hakları savunucusu Avrupa, hastane saldırısı için üzüntü mesajı atmış. Her yere özgürlük götürdüğünü savunan Amerika ise gönderdiği savaş gemileriyle göz göre göre katliama çanak tutuyor.
Oturduğu yerden üzüntü bildiren ülkeler ve İsrail'i destekleyen Amerika, el ovuşturun, silah satın. Ama bu ateşin bir gün gelip sizi de yakacağını bilerek.
İNANCI ÖLDÜREMEZSİNİZ
İkinci görüntü, ölmek üzere olan 5-6 yaşındaki bir kız çocuğuna abisinin kelime-i şahadet getirtmeye çalışması.
İşte bu da inancın görüntüsü... İnsanların her şeyini alabilirsiniz ama inancını asla... Onlar şehit olduklarına inandıkları sürece kimse bu çocukları öldürebileceğini düşünmesin. Tek kişi kalsalar bile inançları uğrunda savaşmaya devam edecekler. Onları bombalarla öldüremeyeceksiniz.
Öldürdüğünüz sadece bedenleri olacak. Her düşen bomba, her ölen çocuk o inancı daha da kuvvetlendirecek.
Ve o bedenlerin üstündeki kan, mutlaka bu savaştan karlı çıktığını düşünenlere de bulaşacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.