Cari açığın yükselmesi piyasaları nasıl etkiler?
Merkez Bankası geçen yıla ait ödemeler dengesi verilerini açıkladı.
Beklediğimiz gibi büyüme hızının yükselmesiyle cari açık da paralel olarak yukarı yönlü harekete geçmiş. Üretimde kullanılan girdilerin, enerji başta olmak üzere, büyük kısmı dışa bağımlı olduğundan kuşkusuz bu klasik sonuç karşımıza çıkıyor. Oysa ABD ve Avrupa merkez bankalarının yarattığı uygun küresel ekonomi ikliminde yapısal reformlar ile bu fasit daire nispeten kırılabilirdi.
Ödemeler dengesi verilerine değinelim, sonrasında piyasalara olası etkilerinin neler olabileceği sorusuna yanıt arayalım...
Cari işlemler açığı, bir önceki yılın Aralık ayına göre 3,3 milyar dolar artarak 7,7 milyar dolara ulaşmış. Bunun sonucunda, 12 aylık cari işlemler açığı da 47.1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiş.
2017 tahmini gayrisafi yurtiçi hasılaya oranladığımızda, yaklaşık yüzde 4,5'lara kadar çıktığını görüyoruz. Nedeni malum...
Dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 3,2 milyar dolar artması ve 7,4 milyara dolar çıkması rol oynamış.
Bunun yanı sıra, birincil gelir dengesi açığının 1,2 milyar dolara yükselmesi de etkili olmuş cari açık üzerinde.
ARA MAL AĞIRLIKTA
Geçen yıl 233,8 milyar dolar ithalat yapılmış. Bunun 171 milyar doları hammadde ve ara mal ithalatı. Yani toplam ithalatın yüzde 73,3'ü dışarıdan geliyor.
Doğal kaynaklar gibi sahip olmadığımız girdiler kabul edilebilir. Aslında ne kadar kabul edilmesi gerektiği de tartışılabilir.
Örneğin en temel girdi olan elektrik üretiminde çoğunlukla doğalgaz ve petrol kullanılıyor. Halbuki elektrik üretimi sahip olduğumuz güneş ve rüzgar ile de sağlanabilir. Üreticilerin ithal ara mal kullanmalarının diğer bir nedeni de Çin ve Hindistan gibi üretim maliyetlerinin çok düşük olduğu ülkelerden daha ucuza elde edebilmeleri...
Kısacası büyüme hızının momentum kazanması ithalatı artırıyor, ithalatın artması da cari açığa baskı yapıyor.
Cari açığın yükselmesinin piyasalar üzerindeki etkisi cari açığın nasıl finanse edildiği ile yakından ilgili... Cari açık portföy yabancı sermayesi ve doğrudan yabancı sermaye ile finanse ediliyor.
Portföy yabancı sermaye diğer bir tanımlama ile sıcak para piyasalarda oluşan "kolay karları" cebe indirmek için geliyor. Bu yüzden fazla kalıcı değil.
Ancak doğrudan yabancı sermaye üretim amaçlı geliyor ve uzun soluklu iktisadi faaliyette bulunuyor. Dolayısıyla cari açığın finansmanında doğrudan yabancı sermaye ne kadar fazla olursa o kadar sorun olmaktan çıkıyor.
FİNANSMAN SICAK PARA İLE
Aralık ayında doğrudan yabancı sermaye girişi belirgin bir şekilde gerilemiş.
Buna karşın sıcak para girişi artmış.
Gelelim piyasalara etkisine...
Cari açığın tam da FED'in faiz artırımı konusunda iştahlandığı bir dönemde yükselmiş olması kuşkusuz faiz konusunda Merkez Bankasının hareket alanını daralttı. ABD enflasyon oranlarının beklentilerin üzerinde yukarı gelmesi doğal olarak 10 yıllık Amerikan hazine tahvilleri faiz oranını yükseltti. Yani değerlenme potansiyeli olan dolar karşısında Merkez Bankası TL faiz oranlarını aşağı çekmede zorlanabilir. Eğer Merkez Bankası bu gerçek ışığında faizleri belirlerse sıcak para girişleri devam eder. Sıcak para varsa değmeyin borsanın keyfine...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.