Kurların üretim maliyetleri üzerindeki etkisi
Merkez Bankası son birkaç ay hariç uzun süredir her fırsatta kurlardan fiyatlara geçişkenliğin yüksek olduğuna vurgu yapıyor. Gerek sanayi gerekse tarım sektörlerinde yapılan üretimin bir bölümü ithal girdilerle gerçekleştiriliyor. Bu durum ne yazık ki küresel ekonominin genel sorunu haline dönüşmüş durumda. Özellikle Çin'in 2000'lerin başlarında ekonomideki özgül ağırlığını hissettirmesiyle üretim kompozisyonlarında belirgin bir değişiklik de kaçınılmaz hale geldi.
Şu gerçeğin altını çizelim; eğer bir ekonominin üretimde dışa bağımlılık oranı düşük seviyelerde ise, yani üretimi yerli girdilerle gerçekleştiriyorsa kurların üretim maliyetleri üzerindeki etkisi zayıflıyor. Kurlardan fiyatlara geçişkenlik söz konusu olmuyor. Tabi girdi açısından kendisini izole etmiş bir ülke kurların artışını, diğer bir deyişle ulusal parasının değer kaybını belli oranda tolore ederek ihracatta rekabet gücünü artırabiliyor.
Örneğin Çin'deki bir firmanın 100 yuana ürettiği ihraç malın dolar yuan kuru 6,80 iken dolar cinsinden fiyatı yaklaşık 14,7 dolara denk geliyor. Oysa kur 7,13'e çıktığında aynı ihraç malının fiyatı 14 dolara geriliyor. Böylece Çin ihracatta rekabet gücünü artırabiliyor.
Dışa Bağımlılık Marjı Daraltıyor Oysa aynı mekanizma üretimde dışa bağımlı ülkeler için bu kadar basit çalışmıyor. Çünkü bu ülkeler üretim için ara mal ithal etmek zorundalar. Dolayısıyla kurların ihracatta rekabet gücünü artırmak için açtığı marj ithalatın pahalılaşması ile daralacak ya da ortadan kalkacak. Zaten iktisat yazınında kurların dış ticarete yaptığı tekinin koşulu Marshall ve Lerner tarafından malın esnekliklerine göre belirlenmiş. İthalatın talep esneği ile ihracatın talep esneklikleri toplamı 1'den büyük olduğu takdirde ulusal paranın değer kaybetmesinin dış ticarete olumlu yansıması söz konusu oluyor.
Türkiye İstatistik Kurumu Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi çalışması ile yurt içinde üretilip yurt dışına satılan malların belli dönemde üretim fiyatlarındaki değişimi ölçüyor. Tam anlamıyla Yurtiçi ÜFE'nin ihracat için üretim maliyetlerine tekabül eden bir çalışma diyebiliriz. İhracatçılar belli bir dönemde ürettikleri ihraç malının fiyatı bir önceki dönemin eş dönemine göre ne kadar değişmiş? işte bu sorunun yanıtını bu çalışmadan alabiliyoruz.
Negatiflere Geriledi Ağustos ayında şu sonuçlar çıkmış.
Ülke sınırları içinde üretimi yapılarak yurt dışına ihraç edilen malların üretici fiyatları Ağustos ayında bir önceki aya göre %1,41 düşmüş, bir önceki yılın Aralık ayına göre ise %5,38 artmış, bir önceki yılın aynı ayına göre %2,94 düşüş ve on iki aylık ortalamalara göre %31,00 artış göstermiş. Endeks değeri ile kurlar arasında yüksek korelasyon göze çarpıyor.
Kurlar yüksek olduğunda üreticiler daha yüksek fiyatla üretebilmişler. Geçen sene Ağustos ayında doların 6,40'lar ile zirve yaptığı dönemde endeks 75,4'e fırlamış. Sonrasında kurların inişe geçerek önce 6'lara sonrasında 5,5'e inmesiyle YD-ÜFE de 55,4 ve 33,45 düzeylerine kadar gerilemiş.
2019 yılında ise bir önceki yılın yüksek seyirlerinin sonucu güçlü baz etkisi devreye girince ve aynı zamanda kurların yataylaşmasıyla YD-ÜFE negatif 2,94'e gelmiş. Kurlarda yeniden yukarı yönlü bir hareket endeksin yönünü kuşkusuz yukarıya çevirecek. Ta ki üretimde dışa bağımlılığımızı makul düzeylere çekinceye denk... Umarız son açıklanan ekonomi programlarında ve kalkınma planında yer verilen üretimde yerli girdi kullanımı hedefine ulaşabiliriz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.