Birkaç haftadır altının ons fiyatı geriliyor.
Doğal olarak altın yatırımcıları özellikle 1500 dolarlar ya da biraz altında pozisyon almış olanlar, acaba zararı durdurma stratejisi kullanılabilir mi sorusunu soruyor. Türkiye'deki altın yatırımcıları için durum biraz daha farklı. Altın fiyatları aynı zamanda kur faktörüne göre de belirleniyor.
Gerçekten altına ne oldu? Bu yıl yatırımcısını sevindiren altın 2020'de fren mi yapacak?
Yoksa biraz daha gevşeyerek 1400- 1450 bandına mı gelecek?
Altın fiyatlarını etkileyen önemli faktörlere göz atarak sonuçlara göre sorulara yanıt arayalım...
Altın talebini harekete geçiren faktörlerin başında faiz getirilerinin ne denli tatminkâr olduğu ile belirsizliğe bağlı jeopolitik gelişmeler geliyor. Şu anda hemen hemen tüm gelişmiş ülkelerde hazine tahvillerinin reel getirileri negatif düzeylerde seyrediyor.
TAHVİL YERİNE ALTIN
Bu durumda tahvili terk edip altın pozisyonu almanın fırsat maliyeti makul seviyelere iniyor. Şöyle düşünelim; yüksek getirili tahvil yerine altın alındığında altından beklenen getiri yükseliyor. Öngördüğü getiri kısa vadede gerçekleşmez ise altın pozisyonunu yatırımcı hızla gözden geçiriyor ve altından zararını telafi etmek için tahvil alımı yapıyor.
Tahvillerin gelişmiş ülkelerin enflasyon ve büyüme seviyelerine bağlı olarak bir yıl kadar fırsat maliyetinin düşük kalacağını tahmin etmek çok güç olmayacak. Dolayısıyla bu faktöre bağlı olarak altın yatırımcılarının pozisyonlarını gözden geçirmeleri için erken olduğunu söyleyebiliriz.
Bir diğer faktöre gelelim... Malum küresel ekonominin gelecek yıl büyüme hızı yüzde 4'ün altında kalacak. Dolayısıyla küresel ticaret hacmindeki artış beklentisi ise yüzde 1,5'ları ancak buluyor. Her ülke büyüyebilmek için borç yükü altında ezilen vatandaşından öte, diğer ülke vatandaşlarına mallarını satmayı tercih edecek. Bu durumda pastadan daha fazla pay almanın en kestirme yolu ulusal paraların devalüe edilip, ihracatta rekabet gücünü artırılmasından geçiyor. Değersiz paralar da altının önünü açacak unsurların başında geliyor.
FONLARIN İLGİSİ YÜKSELİYOR
Düşük faiz ve değersiz para birimlerinin yanı sıra altının küresel talebine etki yapacak diğer bir faktör de portföylerin riskinin enstrüman çeşitlendirmesi ile dengelenmesi sorunu.
Bloomberg Barclays US Aggregate Index'in önceki verileri baz alındığında 2020-2027 döneminde tahvil ağırlıklı portföylerin yıllık getirisinin yüzde 2,6'larda kalma olasılığı yüksek görünüyor. Bu durumu dikkate alan küresel bireysel emeklilik fonları, altın oranlarını yüzde 2 dolayında artırdılar. Yeni arayışlar da altın ve altın ağırlıklı portföylerin önünü açacaktır.
Uzatmayayım. Altın fiyatlarının yukarı marjı fena değil. Fırsat yakaladıkça altın bu marjı doldurmaya çalışacak. Altın pozisyonlarını bu gerçeklerden hareket ederek değerlendirmek ve daha da önemlisi acele etmemek gerekiyor.
Özetle altından hemen umudu kesmeyelim.