Küresel piyasalar yine karıştı
Her haftaya yeni bir gelişme ile başlıyor piyasalar. Korona virüsten sonra petrol şoku piyasa gündeminin ilk sırasına oturdu. Küresel piyasalar öylesine siyasi ve ekonomik faktörlere maruz kalıyorlar ki bu yüzden rasyonalitelerini kaybetmiş durumdalar. Yani piyasa hareketlerinin, buna hisse senetleri, tahviller, kıymetli madenler ve emtialar dahil, çoğunluğu yanlış ve panik işlem yapanlardan ve bunlardan yararlanan uyanık piyasa aktörlerinden kaynaklanıyor.
Evet küresel büyüme hızı geçen yıl yapılan projeksiyonların uzağında gerçekleşecek.
Yüzde 3-3,5'ları bir kenara bırakın belki yüzde 2,5 zor yakalanacak.
Dolayısıyla büyüme hızının düşük seviyelerde kalması tedarik zincirinde yoğun talep gören emtiaların fiyatlarının düşmesine neden olacak. Tabi bu zincirin başında petrol geliyor.
UZUN VADEDE GEÇERLİ SENARYO
Algoritmaya devam edelim. Taleplerin zayıflaması ve enflasyonun düşmesi doğal olarak merkez bankalarının para politikalarını gevşetmelerinin yolunu açacak.
Özellikle gelişmiş ülke merkez bankalarının tabi başta FED'in para politikasını daha da gevşetmesi bu bağlamda federal fonlama oranını iki kez 25 baz puan indirmesi kuşkusuz küresel likiditenin artmasına ve daha mobil hale gelmesine neden olacaktır. FED bir de yeni tahvil alım programı açıklarsa piyasalar için tam ekmek kadayıfının üzerine kaymaktan farksız olur.
Bu senaryo şimdiden satın alınmaya başladı bile. 2008 krizinden bu yana ABD 10 yıllık tahvil faiz oranları ilk kez yüzde 0,50'lerin altına inerek yüzde 0,46 seviyesini gördü. 2 yıllık tahviller ise yüzde 30 sınırında dalgalanıyor.
Demek ki dolar yıl içinde fazla değer kazanmayacak. Tabi küresel ekonomide ve siyasette dönemsel gelişmeler ve spekülatörlerin kazanç güdüleri doları geçici olarak yükseltebilir. Çizmeye çalıştığımız algoritmayı özetleyecek olursak; Zayıf iç ve dış talepler sonucu küresel büyüme hızı gerileyecek. Üretimlerin azalması emtia ve petrol fiyatlarını gevşetecek. Üretimlerin ve dolayısıyla büyüme hızlarının düşmesi merkez bankalarının ucuz ve bol küresel likidite enjekte etmelerini sağlayacak. Bol likiditenin bir kısmı başta gelişmiş ülkelerin ve riski düşük gelişmekte olan ülkelerin hisse senedi piyasalarına yönelecek. Aynı şekilde likiditenin bir kısmı da altına yönelmeye devam edecek. Bu arada tahviller pek cazip olmayacak. Sadece tahvil pozisyonundaki yatırımcılar belli oranda faiz düşüşlerinden yararlanabilecek.
KISA SÜRELİ OYNAKLIKLARA DİKKAT
Yukarıda genel hatlarına değindiğimiz senaryonun uzun vadeyi kapsadığını vurgulamalıyım. Ne yazık ki bu genel trendin yanı sıra kısa vadede spekülatif ve abartılı hareketlere de tanık olacağız. Bakın euro dolar kuru sadece 3 haftada yüzde 5,55 değişti. 20 Şubatta parite 1,0785 iken şu anda 1,14'e kadar çıktı. Aynı şekilde dolar endeksi de kısa sürede yüzde 4 gibi bir değişime uğradı. Teknoloji şirketlerinin hisse senetlerinin işlem gördüğü Nasdaq Borsasının temel göstergesi Nasdaq 100 endeksi 19 Şubatta 9.718 seviyesinde idi.
Karşımızdaki resimden net bir şekilde görüyoruz ki bu yıl kısa vadede oynaklıklar fazla buna karşın uzun vadede genel trend büyük olasılıkla yukarıda özetlediğimiz algoritma çerçevesinde olacak. Bu yüzden spekülatif işlemler sizleri yanıltmasın.
Yatırımlarınızı yönlendirirken mümkün olduğunca uzun vadede geçerli olacak senaryoyu dikkate almaya çalışın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.