• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Merkez Bankası sürpriz yapmadı CAHİT SÖNMEZ

Merkez Bankası sürpriz yapmadı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24 Şubat 2020, 23:44

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Şubat toplantısını da pas geçmedi, faiz indirim sürecini devam ettirmeyi öngördü. Aslında kritik bir noktaya gelmişti Kurul. Gerek içsel, gerekse dışsal faktörler faiz indirimi için alan açmamıştı. Dolayısıyla bu koşullarda gelecek faiz indiriminin nedeni sadece beklenti yönetmek ve sürecin devamlılığı mesajını vermekti. Nitekim sembolik faiz indirimi ile sürecin devamını getirmiş oldu.
Basit birkaç hesaplama ile alanın neden olmadığına değinelim.
50 baz puanlık indirim öncesinde politika faiz oranı yüzde 11.25 idi. Son açıklanan enflasyon oranı ise yüzde 12.15.
Faizden enflasyonu arındırdığımızda reel yani gerçek getirisi negatife iniyor. Bu durumda risk primini eklememize gerek yok çünkü yabancılar için getiri daha da düşüyor. Çekirdek enflasyon göstergesi olan TÜFE B grubunu aldığımızda resim biraz da olsa olumluya dönüyor.
Çekirdek enflasyon geçen yüzde 10.93 seviyesindeydi. Politika faiz oranında çıkardığımızda çok az pozitif fark var ki o da risk primiyle ortadan kalkıyor.

ŞÖYLE DE HESAPLANIR
Hesaplamaları bir de politika faiz oranı yerine 'ağırlıklı ortalama fonlama oranına' göre yapalım. Son günlerde bu veri yüzde 11'ler düzeyinde bulunuyordu. Enflasyondan yüzde 11'i arındırdığımızda da resim pek değişmiyor. Risk primi olsun ya da olmasın reel faiz negatif sınırına geliyor.
Son olarak hesaplamayı güncel değil beklenen verilere göre yapabiliriz. İşte o zaman biraz sağa, biraz da sola doğru çekiştirdiğimizde biraz alan açabiliyoruz faiz indirimi için. Beklenen ağırlıklı ortala fonlama oranının, medyanı yüzde 9'da, beklenen enflasyon ise 9'un çok az altında. Aslında yine risk primine fazla yer kalmıyor.
Merkez Bankası'nın 2020'nin ilk 'Enflasyon Raporu'nda da vurguladığı gibi enflasyonun düşmesine neden olan faktörler şöyle sıralanabilir; hatta yaptıkları olumlu katkıya göre sıralama yapalım;
Döviz kurunun yataylaşması, çıktı açığı, işlenmemiş gıda fiyatları, beklenti ve katılık, ithalat fiyatları ve son olarak alkol ve tütün ürünleri ürünlerinin vergi ayarlamaları dışında kalan katkıları. Kurların yükselmesi yüzünden 2018 yılında enflasyon 7.5 puan artmış. O yıllarda da Merkez Bankası her toplantı sonrasında, her enflasyon raporunu yayımladıktan sonra enflasyonun temel nedenlerinin kurların yüksekliği, işlenmemiş gıda fiyatlarının arz kaynaklığı yüksekliği ve bozulan beklentiler olarak belirtiyordu.


CARİ AÇIĞA DİKKAT!
Tamam, bu yılda da gıda fiyatlarının bir sorun yaratmayacağını varsayalım.
Ancak net bir şekilde görülüyor ki, kurların yükselmesi enflasyonu büyük olasılıkla tetikleyecektir. Aynı zamanda iç talebin canlanması ile çıktı açığının olumlu etkisi de devre dışı kalacak.
İki faktöre de son olarak göz atalım.
Birincisi cari açık tehlikesi... Henüz yapısal reformlar meyve vermeden iç talebin canlanması kuşkusuz ithalatı yukarı itecek ve sonuçta cari açık bir yılsonunda yeniden kendini göstermeye başlayacak. Cari açığın artması ise hem dövize talep yaratırken hem de açığın finansmanı için sıcak paranın getiri açısından iştahının açılması zorunluluğu doğuracaktır. İkincisi yatırımların artırılması sorunu... Veriler yüksek faizlerin enflasyonun nedeni olmadığını gösterdiği gibi yatırımların da sekteye uğramasına neden olmamış. Çünkü 2018 ve öncesi birkaç yılda ticari kredi faiz oranları mevcut faizlerin üzerinde olmasına rağmen firmalarca yapılan yatırımların hacmi daha fazlaymış.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.