Cahit Sönmez

Merkez Bankası’ndan TL’ye yönelik hamle

Merkez Bankası para politikası araçlarından "ikincil" diyebileceğimiz olanları kullanarak para ikamesinin önüne geçecek adımlar attı bu hafta. Zaten Başkan Kavcıoğlu banka temsilcileri ile yaptıkları toplantı sonrasında "zorunlu karşılıklarda" bazı değişikliklere gideceklerinin sinyallerini vermişti.
Öncelikle Merkez Bankası'nın hangi hedefe ulaşmak için bu kararları aldığını özetleyelim. Birincisi dolarizasyonu engellemeye çalışıyor. Malum bir süredir hatta uzunca süredir tasarruf sahiplerinin ulusal para cinsinden finansal araçlar yerine dolar ve altını tercih ettiklerini görüyoruz.
Döviz cinsinden mevduat hesapları TL mevduat hesaplarını geçti. Toplam mevduatların yüzde 54'ü döviz tevdiat hesaplarında bulunuyor. Değer olarak da 235,9 milyar dolar ile tarihi rekor kırılmış oldu. Böyle bir farka daha önce tanık olmamıştık.
Dolayısıyla Merkez Bankası tasarruf sahiplerinin hesaplarının dövizden TL'ye dönüşünü sağlamaya çalışıyor.
CAZİBESİ AZALTILACAK
İkincisi rezerv opsiyon mekanizmasını sonlandırmak istiyor. Daha önce otomatik kur ayarlama mekanizması olacak diye lanse edilen bu sistemde bankalar TL yükümlülükleri için döviz ve altını Merkez Bankası'nın belirlediği rezerv opsiyon katsayısına göre kullanabiliyorlardı. İsterlerse TL'yi kendilerinde tutup kredi plasmanında kullanıyorlardı, döviz pozisyonunda kalmak istediklerinde ise TL yükümlülüklerini TL ile yerine getiriyorlardı. Aslında bu amacın ardında dolaylı olarak dövizin bankalar açısından cazibesini azaltmak olduğu notunu da düşelim. Üçüncü amacı da "parasal aktarım mekanizmasının" sağlıklı çalışmasına katkı yapmak şeklinde açıkladı Merkez Bankası.
Yukarıda özetlediğim amaçlara bu aldığı önlemlerle ulaşabilir mi? İşte kritik soru bu zaten.
GÜVEN İNŞASI GEREKLİ
Gerçekçi olmak gerekirse sadece zorunlu karşılıklara yönelik attığı bu adımlarla TL'ye geçişi sağlaması biraz zor görünüyor. Açık bir ifade ile bu ikincil para politikası aracının etkisi oldukça sınırlı kalacaktır. Böyle düşünmemin yanıtını tasarruf sahiplerinin dövizi tercih etme nedenleri veriyor. TL'yi getiri olarak cazip hale getirmek bile döviz pozisyonundakilerin ters para ikamesi yapmaları için yeterli olmamıştı. Daha doğrusu etkisi zayıf kalmıştı. Merkez Bankası politika faiz oranını yüzde 19'a kadar çıkardığında mevduat faiz oranlarını da bankalar yükseltmişti.
Buna rağmen döviz hesaplarındaki çözülme çok düşük düzeyde olmuştu.
Sonuçta Merkez Bankası'nın güçlü iletişim ile güven tesis etmesi gerekiyor.
Tabi bu yeterli değil. Aynı zamanda enflasyon oranının da makul seviyelere gerileyerek alım gücü üzerindeki etkisinin aşağı gelmesi de tasarruf sahiplerinin dikkate aldığı diğer bir faktör.
Son olarak attığı adımlara değinelim;
Merkez Bankası Türk lirası zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis edilmesi imkânı azami oranı yüzde 20'den yüzde 10'a düşürdü. İlk adımdan sonra söz konusu imkân 1 Ekim 2021 tesis tarihinde de sonlandırılacak. Diğer önlem de şu; döviz cinsinden mevduat ve katılım fonuna uygulanan zorunlu karşılık oranları tüm vade dilimlerinde 200 baz puan artırıldı. Sözün özü bu sonucu ortaya çıkaran nedenleri kabul edip rasyonel kararlar alınırsa dolarizasyonun kısmen önüne geçilebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.