Sürdürülebilirlik önem kazanıyor
Son yıllarda şirketleri yakından ilgilendiren iki kavram dikkat çekiyor.
Özellikle de halka açık şirketleri...
Şirketlerin üretimlerinde ekonomik faktörlerin yanı sıra sosyal ve çevresel faktörleri de hesaba kattıkları sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma olarak tanımladığımız bir şirketin aile şirketi yapısından kurumsal yapıya dönüşmesi...
Geçen hafta Birleşmiş Milletler'in 'İklim Değişikliği Paneli' vardı. Çevrenin önemi ve nasıl tahrip edildiği ve bu tahribatın baş aktörünün tahmin edebileceğiniz gibi 'insanlık' olduğu bir kez daha bu panelle hatırlatıldı. Tahribatın boyutu da şu çarpıcı rakamlarla ortaya kondu; "Sera gazlarının atmosfere salımının devam etmesi sonucu yaklaşık 15 yıl içinde önemli bir sıcaklık sınırı aşılabilir." Bir etkileyici veri de "Bu yüzyıl sonunda deniz seviyelerinin 2 metreye kadar yükselebileceği" idi.
Resim çok net... Eğer çevre dostu iktisadi faaliyetler şekillenmezse gelecek nesillere kötü bir miras bırakacağız. Bu yüzden 'sürdürülebilirlik' artık şirketler aşısından kaçınılmaz hale geldi.
Sürdürülebilirliğin 3 temel bileşeni var.
Birincisi sosyal gelişim, ikincisi çevre koruma ve üçüncüsü ekonomik büyüme.
VERİMLİLİK ARTMALI
Tabii ekonomik büyümede özellikle ekonomik verimliliğin artırılması hayati önem taşıyor. Yani mevcut girdilerle daha fazla çıktı elde edilmesi. Bunun için geri dönüşüm, geri kazanım, yeşil enerji ve enerji verimliliği sağlanması kaçınılmaz oluyor.
Çevre korumasında da biyo çeşitliliğin zarar görmemesi, suların verimli ve etkin kullanılması ve emisyon salınımlarının aşağı çekilmesi ile mümkün olabiliyor.
Borsa İstanbul üretimlerinde sürdürülebilirliğe dikkat eden şirketler için BIST Sürdürülebilirlik Endeksi oluşturdu. Borsa İstanbul'un tanımına göre endeks 'şirketlerin, küresel ısınma, doğal kaynakların tükenmesi, su kaynaklarının azalması, sağlık, güvenlik, istihdam gibi Türkiye ve dünya için önemli olan sürdürülebilirliğe ilişkin meselelere nasıl yaklaştıklarını ortaya koymakta, yaptıkları faaliyetlerin ve aldıkları kararların bağımsız bir gözle değerlendirilmesini ve bir anlamda tescil edilmesini' sağlıyor. Yani 'Sürdürülebilirlik Endeksi'ne girmeye hak kazanan şirketlerin maddi anlamda avantajları olmuyor. Prestij açısından hem yerli hem de yabancı yatırımcıların tercihlerinde öncelik kazanabiliyorlar.
MADALYONUN İKİ YÜZÜ
Genel Sürdürülebilirlik Notu 50 veya üzerinde olan şirketler endekse girmeye hak kazanıyorlar. Aynı zamanda her bir ana başlık notunun 40 veya üzerinde, kategori notlarından en az 8'i 26 veya üzerinde olması gerekiyor. Borsa İstanbul notlandırmayı 'Refinitiv Enformasyon Limited Şirketi' ile gerçekleştiriyor.
60 civarı borsa şirketi yer alıyor Endeks'te.
Türkiye ekonomisinin amiral gemileri Koç Holding, Ford Otosan, Petkim ve Vestel, Vestel Beyaz Eşya ve Ereğli'nin yanı sıra halka açık bankaların büyük kısmı ve Zorlu Enerji, Ak Enerji ve Aksa Enerji gibi sürdürülebilirliğe doğrudan katkı yapan enerji şirketleri de Endeks'e dahil edilmiş.
Şirketlerin çevre dostu üretim yapmalarının tabii ki maliyeti var. Ampirik çalışmalar bu maliyetlerin hiç de gözardı edilmeyecek boyutlarda olduğunu gösteriyor. Ama madalyonun diğer yüzünde de çevreyi, doğayı ne hale getirdiğimiz gerçeği var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.