Yatırım araçlarının getirileri Türk lirası lehine döndü mü?
TÜİK'in Eylül ayı "Finansal Araçların Reel Getirileri" çalışmasının bu sefer biraz sürpriz yaptığını söyleyebiliriz.
Çünkü Merkez Bankası enflasyondaki gelişmelerden hatta diğer makroekonomik verilerden bağımsız bir şekilde faiz indirimi yaptığı için TL cinsi yatırım araçlarının reel getirileri aşağı yönlü bir seyir izliyordu. Ancak son bir kaç aya kadar uzun süredir negatif reel getiriye sahip tahviller Eylül'de de reel olarak kazandıran tarafta yer aldı. Gerçekten faiz indirimi sürecinde neredeyse dolar cinsi tahvillerle yani eurobond faiz oranları ile eşitlenen TL cinsi tahvillerin getirisi nasıl enflasyon arındırıldıktan sonra artı olabiliyor?
KARŞILIK VE TEMİNATLARDA DİBS
Enflasyonist süreçte faizlerin aşağı çekilmesinin elbette doğal bir sonucu vardı. TL'den döviz ve altına geçiş... Bu yüzden ekonomi yönetimi "liralaşma politikalarını" uygulamaya soktu. Bu politikanın başında malumunuz "kur korumalı mevduat hesapları" geliyor. Bu hesaplarda yaklaşık 1,3 trilyon dolar bireysel ve kurumsal tasarruflar bulunuyor. Bir yerde sanal döviz hesabı da denilebilir. Zira tamamen dövize endekslenmiş durumda.
Liralaşma kapsamında uygulanan diğer bir önlem ise Hazine'nin kamu açığı finansmanı amacıyla ihraç ettiği devlet iç borçlanma araçlarının (DİBS) kullanımının daha da yaygınlaştırılması idi. Bu bağlamda DİBS'lerin teminat ve karşılıklar için kullanım alanı genişletildi. Aynı zamanda karşılıklarda uzun vadeli tahvillerin kullanılması da zorunlu hale getirildi. Tabi durum böyle olunca TÜFE'ye endeksli tahviller dışında diğer tahvillere özellikle de uzun vadeli tahvillere ilgi göstermeyen bankalar mecburen TL cinsi ve uzun vadeli DİBS almak zorunda kaldılar.
Bu noktada teknik bir detayı hatırlatmamda fayda var. Tahvillerin değeri ile piyasa faiz oranları arasında negatif korelasyon var. Yani faiz oranları gerilediğinde tahvillerin değeri artıyor.
Örneğin 1000 TL nominal değerli yüzde 25 faiz ile ihraç edilmiş bir tahvil faiz oranları gerilediğinde değeri 1000 TL'nin üzerine geliyor.
Bankalara uzun vadeli DİBS dayatması olunca bankalar bunlara talep gösterdiler ve bu tahvillerin değeri yükseldi ve faiz oranları düştü. Yani parasal aktarım mekanizması çerçevesinde Merkez Bankası'nın politika faiz oranını takip ederek gerileme söz konusu değil. Zaten Merkez Bankası'nın diğer faizleri yönlendiremediğini kredi faiz oranlarından ya da eurobond faiz oranlarından anlayabiliyoruz.
10 yıllık DİBS'lerin faiz oranı yüzde 12, aynı vadede dolar cinsi eurobondlarınki ise yüzde 11'lerde. Böyle bir resmin kendiliğinden ortaya çıkması mümkün değil.
BORSA BİST 100 ENDEKSİ DE ARTIDA
Neyse fazla uzattım. Sonuçta DİBS getirileri enflasyon arındırıldıktan sonra Eylül ayında yüzde 6,64, 3 aylık reel getirisi de yüzde 13,46 olmuş. Ancak bu uygulamaların başlamadığı süreçten günümüze aldığımızda yani 1 yıllık süreçteki enflasyon sonrası getirisi yüzde -45,18 seviyesine kadar düşmüş. Bu arada tahviller gibi borsanın getirisi de tatminkar düzeylere ulaşmış. BİST 100 endeksinin bir aylık getirisi enflasyon sonrasında yüzde 8,55'e , 3 aylık sürede ise yüzde 15,85'e gelmiş. Son hafta hariç manipülasyon olayı patladığında BIST 100 3 bin 700'lerden 3 bin 100'lere kadar inmişti. Son iki haftadır yeniden toparlamaya başladı. Sanırım yılın kalan aylarında da belli bir getiriye çıkacak gibi görünüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.