• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Merkez Bankası’nın Eylül ayı faiz kararı CAHİT SÖNMEZ

Merkez Bankası’nın Eylül ayı faiz kararı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23 Eylül 2022, 22:16
Bu hafta sadece FED ve TCMB'nin değil aynı zamanda Japonya ve Brezilya merkez bankalarının da toplantıları vardı. Pandeminin ve sonrasında alınan önlemlerin neden olduğu başta enflasyon olmak üzere bazı ekonomik sorunlara karşı merkez bankaları çözüm üretmeye çalışıyorlar.
Powell ve Lagarde'ın her fırsatta altını çizdiği gibi sürdürülebilir büyümeden tatminkar istihdam düzeyine, yatırım ve tüketim kararlarından dış dengeye kadar olmazsa olmaz koşul "fiyat istikrarı" olduğu için sıkı para politikaları ile önceliği enflasyona veriyorlar. Ancak Merkez Bankası daha farklı bir uygulamayı tercih ediyor geçen sene Eylül ayından bu yana. Enflasyon yerine büyümeyi önceliklendiriyor ve bu yüzden para politikalarını enflasyona göre değil iç ve dış talebi uyaracak yönde şekillendiriyor.
Tabi tercih bu yönde olunca politika faiz oranını da aşağı çekiyor. Eylül toplantısında da seriye devam etti ve bir kez daha 100 baz puan düşürdü. Böylece Merkez Bankası'nın bankaları fonlarken uyguladığı politika faiz oranı yüzde 13'den yüzde 12'ye gelmiş oldu.

ÖNCELİK, ÜRETİM VE İHRACAT
Neden faiz indirimine gittiğini de toplantı sonrası yayınladığı "basın duyurusunda" şöyle açıklıyor; "üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler azalan dış talebin etkisiyle iktisadi faaliyette ivme kaybının devam ettiğine işaret etmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiştir." Demek ki Merkez Bankası faiz indirim sürecini önümüzdeki toplantılarda da sürdürmeye kararlı. Zaten yine aynı duyurunun son paragrafında "enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanacak" vurgusu yapmış.
Tam bu noktada bir hatırlatma yapalım.
Merkez Bankası doğrudan enflasyon ile mücadele yapmıyor. Üretimi ve ihracatı artırarak cari dengeyi sağlamayı ve bunun sonucunda enflasyonu aşağı çekmeyi planlıyor.
Bu yüzden politika faiz oranını enflasyon ve diğer makroekonomik değişkenlerin seyrinden bağımsız olarak belirliyor. Tabi her koşulda faizlerin düşürüleceği sonucu çıkınca "iletişim politikası da" devre dışı kalıyor.

MAKUL SEVİYELERE İNİLMESİ
Evet, enflasyon kısmen düşmeye başlayacak.
Yılın son ayında ve 2023'ün Ocak ayında aşağı gelecek. Ama bu sonuç alınan önlemlerin etkisinden değil 2021'in Aralık ve 2022'nin Ocak aylarında enflasyon oranlarının çok yüksek olmasına bağlı olarak baz etkisiyle ortaya çıkacak. Aralıkta aylık enflasyon yüzde 13,58, Ocakta ise aylık yüzde 10,10 seviyesinde idi. 2022'nin Aralık ayı verisi ile bu yüksek oranlar karşılaştırıldığında kuşkusuz enflasyon oranında gerileme olacak.
Ocakta da benzer sonuca tanık olacağız.
Tüm ülkelerde enflasyon oranları düşecek.
Bunda kuşku yok. Çünkü hem iç hem de dış talepler azalacak. Ancak merkez bankalarının enflasyonla ilgili kaygı duydukları konu düşüşün hızı ve nihayetinde makul seviyelere inebilmesi... Eğer düşüşler yüksek seviyelerde takılıp kalırsa işte o zaman merkez bankalarının işi daha da zorlaşacak.
Powell toplantı sonrasında iktisat yazınında "atalet" olarak anılan bu durumun ne kadar önemli olduğunun altını çizmişti. Tamamen farklı politika uygulayan TCMB umarız bu risk faktörlerini formülüne dahil etmiştir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.