Her sezon yeni bir yolculuk. Değişen kadrolar, belirlenen hedefler, güç rekabeti ve yüzlerce detay. Koşulları göz önünde bulundurarak kadro mühendisliğini başaran önde koşuyor. Bu koşullar arasında o kadar çok madde var ki. Sakatlıklar, cezalılar, zemin ve hava şartları, hakem kararları, performans düşüklüğü, maç yükü ve daha neler neler. Brezilya efsanesi Pele, "Bir şeyi başarmak ne kadar zorsa, zaferin tadı o kadar güzeldir." der. Kuşkusuz çok doğru bir laf. 17 haftalık süreçte zorlukların üstesinden gelenler sırtını arkaya yaslayıp ikinci bölümü bekliyor. Başaramayanlar ise çözüm muhakemesi yapıyor. O halde biz de şu ana kadar gördüklerimizi yorumlayalım. Son iki sezonun şampiyonu G.Saray bu sezonun da en iyisi. Her oyuncusu ayrı bir yazı konusu olabilir ama Yunus Akgün'ü diğerlerinden ayırmalı. Kerem'in ayrılışı sonrası soru işaretlerini ortadan kaldıran bir performansla taraflı tarafsız herkesin en iyisi konumunda. Ve tabii Osimhen'i de yanına eklemeli. Yıllar önce Les Ferdinand, Beşiktaş'a geldiğinde siyah-beyazlı camiada benzer bir etki yaratmıştı. Osimhen'in de oyun kalitesi kadar iştahının da ilk devrenin en'leri arasına girdiği muhakkak. 16 maçta 12 gol atan Başakşehir'in yıldızı Krzysztof Piatek ve 13 maçta 10 gol atan Trabzonspor'dan Simon Banza'yı da es geçmeyelim. Üstelik Piatek'in Avrupa'da da 9 golü var.
GÖZTEPE, EYÜP VE SAMSUN...
Devrenin ışıldayanları arasına üç takımı daha yazmalı. Göztepe, Eyüp ve Samsun. Göz-Göz'ün en büyük şansı idealist hocası. Stoilov'un koyduğu hedef ve oyun anlayışı ile ikinci yarıda da fark yaratacakları kesin. F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzon'un hayal kırıklığı yarattığı ilk devrede bu üç takımın ligin seyir zevkini artırdığını söylemek mümkün. Hayal kırıklığı meselesinde herhalde Beşiktaş başı çeker. Geçen sezonu zirvenin 46 puan gerisinde tamamlayan takımın lig öncesindeki 5-0'lık G.Saray zaferi ile umutlanmasına rağmen gidişatı yine berbat oldu. 5-0 yendiği o takımla şimdilerde arasında 18 puan var. Daha da fenası önünde bir yönetim, teknik direktör ve kadro sorunu duruyor. F.Bahçe'nin yarısı kadar puan toplayabilen Trabzon'un da vaziyeti hiç açıcı değil. Şenol Güneş yerine başka bir hoca olsa kuşkusuz çoktan gitmişti. Birlik ve beraberlik ile bunun üstesinden gelebileceklerini düşünmüş olabilirler belki ama sanki bu beraberlik kısmını yanlış anladılar. 7 maçta 1 puan almaları bunun en basit açıklaması. Fenerbahçe kısmındaki hayal kırıklığı açılımının baş aktörü ise Jose Mourinho.
ŞAMPİYONLUK MESELESİ
Geldiğinde yarattığı heyecanın yerinde şimdi yeller esiyor. Oysa Portekizli hoca "Mourinho futbolu" diye bildiğimiz oyunu oynatıyor yine. Fakat uzun yıllardır şampiyon olamama hadisesi uzun vadeli planların da önüne geçiyor. Yine sona demirleyen Adana Demir'i de bu kategoriye koyabiliriz. Daha sezon başından adı düşecekler arasına yazılan Bodrum FK'nın ise Göztepe ve Eyüp'ün yarattığı etkiyi beklemiyorduk ama bu gidişat da hiç iyi değil. Yani pansuman şart. Evet işleri zor ama Pele'nin sözü işte bu yüzden kıymetli.