ABD Ağustos enflasyonunun beklentilerin üzerinde gelmesi ve enflasyonda bir direnç oluştuğu gerçeğinin bu veri sonrasında biraz daha somutlaşması sonrasında piyasalar bir kez daha FED'in ağzına bakar hale geldi. 50 ve 75 baz puan faiz artışlarına artık bağışıklık kazanmış küresel piyasalar var. Ama 100 baz puanlık bir artışa henüz alışık değiller. İşte bu senaryonun bırakın gerçekleşmesi olasılığının yükselmesi bile piyasaların sarsılmasına yetti.
Haziran ayında yüzde 9,1 ile zirve yapan ABD enflasyonu Temmuzda yüzde 8,5'e geçen ayda yüzde 8,3'e geriledi. Yani dezenflasyonist süreç başladı ve devamı da gelecek.
Ancak bu kadar faiz artırımı ve miktarsal sıkılaştırmaya rağmen oldukça yavaş seyreden süreç FED'in dozajı artırmasına neden olacak gibi görünüyor. Acaba "yumuşak iniş" olabilir mi? sorusu da böylece geçerliliğini yitirmiş duruma geldi. Dolayısıyla sadece "sert iniş" seçeneği kaldı. Daha açık ifadeyle büyüme hızını önemsemeden doğrudan enflasyona yönelik politikalarında sertleşecek FED.
ÜYELER TAHMİN YAPACAKLAR
-21 Eylül tarihlerinde yapacağı toplantıda Komite üyeleri büyüme, enflasyon ve işsizlikle ilgili beklentilerini de açıklayacaklar.
Aynı zamanda nokta grafikten üyelerinin yılsonu, 2023, 2024 ve uzun vade faiz öngörülerini de öğreneceğiz. Bir önceki tahminleri yılsonu federal fonlama oranının yüzde 3,4 seviyesinde olması yönünde idi. Büyük olasılıkla bu tahminlerini yüzde 4-4,5 aralığına kadar çıkarabilirler.
Peki, FED bu denli şahinleşebilir mi?
Eğer yanıtımız hayır ise nedeni şu olabilir.
Yüksek oranlı faiz artırımı sonucunda dolar değerlenir, ihracatta rekabet gücü zayıflar ve şuan yüzde 3,6 olan cari açık oranı daha da yükselir. Diğer taraftan iki çeyrektir negatif gelen büyüme oranı serisi devam eder, buna bağlı olarak da işsizlik oranı yükselir.
Sonuçta ABD ekonomisi bu gelişmeleri tolere edemez. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ve küresel piyasaların akıllarından geçen tam da bu yanıt. Ancak ya da ne yazık ki diyelim ABD ekonominin mevcut durumu ve enflasyonun nedenleri içinde talep fazlalığının ağır basması FED'e yüksek oranlı faiz artırımı için alan açıyor. Başkan Powell'ın vurguladığı gibi aşırı likidite enjeksiyonu ile yükseltilen talep arzın çok üstünde kaldı. Bu yüzden faiz artışı bu arz talep dengesizliğinin azaltılmasında etkili olabilir.
ŞU AN 75 BAZ PUAN FİYATLANDI
FED'in 75 baz puan faiz artırımı büyük oranda piyasalar tarafından fiyatlanmış durumda. Şu aralar 100 baz puan da kısmen fiyatlanmaya başladı. Dolayısıyla 21 Eylül itibarıyla kısa süreli olumsuz piyasa hareketlerine tanık olabiliriz. Dow, S&P 500 ve Nasdaq o hafta yüzde 3-5 civarında gerileyebilir.
ABD hisselerinin yaklaşık yüzde 70'ini kapsayan S&P 500 16 Ağustosta 4 bin 300 ile zirve yaptıktan sonra 6 Eylüle kadar gerilemişti ve 3.800'ler ile dip seviyeyi test etmişti. Tepki alımlarıyla enflasyon verisinin açıklandığı 12 Eylül tarihine kadar yeniden 4.100'lerin üzerine çıkmıştı. Bu aralar 100 baz puanlı fiyatlamaya çalıştığı için 3.900'larda. Nasdaq'da da benzer trende tanık olmuştuk. Altın ise 1.697'leri gördükten sonra toparlanmaya başlamış ve enflasyon verisine kadar 1.724'e ulaşmıştı.
Şimdi 1.700 sınırında geziyor, bir kez daha 1.700'lerin altına inme olasılığı var.
Borsa İstanbul hariç diğer gelişmekte olan ülke borsaları yüksek pozitif korelasyon ile ABD borsalarını takip ediyorlar. Sadece BİST ayrışmış ve yüzde 40'a yakın soluksuz ralli yapmıştı. BIST büyük olasılıkla dünyadan kopuk hareketine yavaşta olsa devam edecek gibi. İtiraf edelim ilginç bir patika izliyor tam açıklayamadığımız.
Bir sonraki yazımda FED kararını ve Komite üyelerinin öngörülerine değineceğim.