FED, piyasa beklentilerini karşılayamadı
FED'in iki temel kararı piyasalar tarafından yakından izleniyor.
Birincisi para politikalarının yönüne göre aldığı kararlar ikincisi ise iletişim politikası. Kararlar kısmında sadece bir faktör kaldı. Faiz artışları... Bu da piyasalar tarafından tahmin edilebiliyor.
Ancak birkaç toplantı sonrası faizlerin geleceği seviyeler konusunda belirsizlik ağır basıyor. Faiz artışı dışında diğer politikalardan varlık alımını aylar önce sonlandırmıştı. Bilanço normalleşmesi süreci de devam ediyor.
Başkan Powell iki hafta önce yaptığı konuşmada faiz artış hızında bir yavaşlama olacağının sinyalini vermişti.
Üst üste dört 75 baz puanlık faiz artışı sonrasında 50 baz puan olasılığı zaten yüksekti. Piyasaların "Federal Fon Vadeli Kontratları" ve "swap" işlemlerindeki fiyatlamalar da bu yönde idi.
ARTIŞ BİR SÜRE DAHA DEVAM EDER
Piyasaların kulağına hoş gelmeyen sözlere geleyim. Powell toplantı sonrası yaptığı konuşmada 50 baz puan artışına gittik cümlesinden sonra şu vurguyu yaptı. "Para politikasının enflasyonu zaman içinde yüzde 2'ye çekecek kadar sıkı bir duruş sergilemesi için devam eden artışların uygun olacağını öngörüyoruz.
Ayrıca bilançomuzun büyüklüğünü önemli ölçüde küçültme sürecini de sürdürüyoruz. Fiyat istikrarını yeniden sağlamak, muhtemelen bir süre daha sıkı bir politika duruşu sürdürmeyi gerektirecektir". Piyasa dostu olmayan biraz şahin tonda olan bu cümleler deyim yerinde ise piyasaların tadını biraz kaçırmaya yetti. Nasdaq ve S&P 500 hemen aşağı yönlü tepkisini verdi. Aynı şekilde altın tarafında bir süredir esen olumlu rüzgar da hemen terse döndü.
Alışageldiğimiz basit denklem geçerliliğini koruyor. ABD ekonomisinin istihdam yaratma gücü ve büyümeye yönelik verilerinin seviyesi ile enflasyonun seyri FED'in para politikasının tonunu belirlemede etkili oluyor. Eğer büyümeye yönelik öncü göstergelerin gidişatı FED'e enflasyon ile mücadelede alan açıyorsa FED para politikalarını sıkılaştırabiliyor.
Bu durumda doğal olarak dolar güçleniyor, ABD tahvil faiz oranları da yükseliyor. Yani likidite için cazip hale geliyor ve likidite hisse ve altından bu kanala doğru yöneliyor. Bizde artık yabancı sermaye kalmadığı için piyasaları fazla etkilemiyor. Sadece dolar cinsi Eurobond faiz oranları yönünü kısmen yukarı çeviriyor. Çünkü Türkiye'nin eurobond faiz oranları ABD faiz oranları üzerine risk primi olan CDS puanının eklenmesi ile belirleniyor.
GÜNDEMDEKİ YERİNİ KORUYACAK
Eğer durgunluğa işaret eden veriler geldiğinde FED'den bir sonraki toplantı için biraz şahin tonunu düşüreceği beklentisi hâkim oluyor. Bu durumda ise ters bir süreç işliyor. Likidite dolar ve tahvilden hisse ve altına kayıyor.
Yılın son toplantısında Federal Açık Piyasa Komitesi üyeleri nokta grafik ile faiz beklentilerini şeffaf bir şekilde paylaştılar. Aynı zamanda faiz kararında etkili olan büyüme, enflasyon ve işsizlik rakamlarına yönelik öngörülerini Eylül ayına göre revize ettiler. Yüzde 5-5,25 faiz beklentisi ağırlık kazanırken 5 üye bunun 25, iki üyede 50 baz puan üstünü uygun buluyorlar 2023 yılı için enflasyon beklentilerini de yüzde 2,8'den yüzde 3,1'e çıkarmışlar. Sanırım yeni yılda da FED piyasaların gündeminin büyük kısmını işgal etmeye devam edecek.
FED'in alacağı kararlar ve ABD'den gelen veriler piyasalar için belirleyici olacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.