Bugün FED'in kararlarını öğrenmiş olacağız. Hemen ardından yarın da Avrupa Merkez Bankası (ECB) kararını duyuracak. Her iki merkez bankası da son toplantılarında 75'er baz puan faiz artışına gitmişlerdi. Bu sefer özellikle FED biraz fren yapacak gibi görünüyor.
Nitekim Başkan Powell iki hafta önce yaptığı konuşmada net bir şekilde bunun sinyalini vermişti.
Tarih sırasına göre gidelim. FED'in olası kararı ne olabilir sorunu yanıtlamaya çalışalım. Aslında kararı belli gibi... 50 baz puan faiz artışına gidecek FED. "Faiz artış döngüsü biraz daha devam edecek ancak hızını düşürebiliriz" açıklaması yapan Powell, piyasaların bir süredir fiyatladığı 50 baz puanlık artışı bir yerde teyit etmiş oldu. FED Fund vadelilerine göre 50 baz puan olasılığı yüzde 80'lerde. Sadece yüzde 20 olasılık 75 baz puana işaret ediyor.
Yeni yılın ilk toplantısının sonuçlarını 1 Şubatta duyacağız. Bunun fiyatlaması da yapılıyor piyasalarca. 50 baz puanlık artış yüzde 50,1 düzeyinde.
DURGUNLUK OLASILIĞI AZALDI
Eğer fiyatlamalar doğru çıkarsa Şubat başında FED faiz oranı yüzde 4,5-4,75 aralığına gelmiş olacak. Mart ayında da son bir 25 baz puan ile yüzde 4,75-5 seviyesine yerleşecek.
Tarihsel verilere göre FED faiz artışı sonrasında faizleri aşağı çekme aksiyonunu yaklaşık 10 ay sonra alıyor. Ancak bu sefer fazla beklemeyeceği ve Haziran ya da Temmuzda kademeli faiz indirimine başlayacağı öngörüleri ağır basıyor.
Faiz kararı alan Federal Açık Piyasa Komitesi tamamen veriler üzerinden giderek faiz kararı veriyor. Parasal sıkılaştırmaya başladığından bu yana enflasyonda beklediği kadar olmasa da bir miktar yol almış durumda. Yani dezenflasyonist süreci başlatabildi. Tek kaygısı enflasyonda katılık oluşmaması... Bu yüzden de fiyat istikrarı ana hedefinden mümkün olduğunca taviz vermemeye çalışıyor.
ECB kadar olmasa da faiz artışında biraz gecikmenin bedelini enflasyonun yüzde 9,1'e kadar çıkmasıyla ödemişti. ABD enflasyon oranı Ekim ayında yüzde 7,7'ye inmişti. FED için daha da önemli olan aynı zamanda çekirdek enflasyon da manşet enflasyon gibi yönünü aşağı çevirmişti. FED'i enflasyonun üzerine bu kadar kararlılıkla götüren diğer bir faktör de ekonomisinin güçlü seyrini koruyabilmesi.
Halen işsizlik oranı yüzde 3,7'lerde.
Aylık 300 bin sınırında tarım dışı istihdam yaratabiliyor. Masanın üzerinde duruyor olmasına rağmen durgunluk olasılığı oldukça azalmış durumda.
75 YA DA 50 PUAN ARTIŞ OLABİLİR
Gelelim Avrupa'ya... ECB'nın işi biraz daha zor görünüyor. Hem FED'e göre daha fazla geç kaldılar parasal sıkılaştırmada hem de enflasyon dinamiklerinde arz yönlü şoklar ağır basıyor. Yine de ECB de FED gibi kararlı duruşundan taviz vermiyor, önceliklerinin her zaman ve her koşulda fiyat istikrarı olduğunun altını çiziyorlar.
Euro Bölgesi enflasyonu Ekim ayında yüzde 10,6 ile zirve yaptıktan sonra yüzde 10'a düştü. ABD'den diğer bir farkı da bölge ekonomisinin fazla güçlü olmaması...
Yıllık bazda büyüme oranı yüzde 4,2'den yüzde 2,3' indi. Buna karşın işsizlik oranı yüzde 6,6'dan yüzde 6,5'e geldi. Üstelik işgücüne katılım oranı yüzde 74,7'lerde.
Eğer bu orana göre bizim işsizliği hesaplasak mevcut oranının en az iki katı fazlasına ulaşırız. Bu nasıl olur demeyin. Çünkü büyümede toplam faktör verimliliğinin payı fazla... Bu da istihdam yaratabiliyor ABD gibi. Son cümle ECB'ın faiz artış kararı tahmini olsun. Büyük olasılıkla 75 baz puan, düşük olasılıkla da 50 baz puan faiz artıracak gibi görünüyor.