İnanılmaz heyecanlandım ve sevindim, Türkiye Basketbol Federasyonu başkanlık seçimi dün yapıldı. Ve pırıl pırıl bir adam, basketbolun yetiştirdiği en yetenekli ve sağlam oyunculardan, geçmişinde lekesi olmayan, iyi bir insan seçimi kazandı. Üstelik dün, 27 Mayıs doğum günüydü. Harun Erdenay, TBF'nin yeni başkanı, yaşasın! Bir an inancımı kaybeder gibi oldum, başkanlık seçiminden önce, ne yalan söyleyeyim. Diğer adayın (adını söylemek ve bir spekülasyona mahal vermek istemiyorum) adı zikredildiği zaman "Eyvah" dedim, "İnşallah başkan olmaz". Kişisel bir derdim yok diğer adayla, ben de tıpkı sizin gibi medyaya yansıdığı kadarıyla tanıyorum. Harun Erdenay'ı da öyle, yakından tanımam, iki/üç kez açılış/davette karşılaştık o kadar. Şöyle bariz bir fark vardı arada; Harun Erdenay sevilen bir isim, diğeri sevilmeyen, istenmeyen bir isimdi.
DİĞER ADAYI FB İSTEMİYORDU
Harun Erdenay adı, sporla, diğer adayın adı bambaşka olaylarla anılıyordu. FB camiasının, (haklı olduklarını düşündüğüm olaylardan dolayı) zinhar tasvip etmediği diğer aday, daha önce TFF'de görev almış ve ne yazık ki adı yine bir takım hadiselere karışmıştı. Bu ülkenin sportif başarıları çok önemseyen ve seven bir Cumhurbaşkanı var. Bir takım insanlar sporla ilgilenmeye başladığından beri, epey geriledik. Bunu söylemek için dahi olmaya gerek yok. Diğer aday, tuhaf bir şekilde arkasında siyasi güç olduğunu, iktidar tarafından desteklendiğini söyledi. Bu noktada çekincelerim oluştu açıkçası ama anlaşıldı ki, destek olayı desteksiz bir atmasyonmuş!
TBF'DE YENİ DÖNEM
Sporun, spordan anlayan, çalışkan, temiz isimlere ihtiyacı var. Spor gönül işidir, aşkla yapılır, yöneticiliğinin de aynı şekilde olması gerekir. Harun Erdenay'ın elini vicdanına koyarak TBF içinde veya yanında duran (eğer varsa tabii) negatif insanları, paragözleri, dedikoducuları, entrikacıları, dolandırıcıları ayıklaması gerekiyor. Basketbol ciddi bir takım oyunudur, kuracağı ekipte en az kendisi kadar dürüst ve namuslu insanlar yer almalı. İyi bir takım oluşturulmadan, başarı kazanılmaz basketbolda. Dünyanın en güzel sporlarından biridir, en sevilen, en estetik, en klas sporlarından biri. Ne iş yaptığı belli olmayan, onun tanıdığı, bunun yeğeni, berikinin karısı şeklinde bir yapılanma olmaz inşallah yeni TBF'de. Temiz oyun, temiz yönetimle gerçekleşir. Harun Erdenay bu açıdan beni ve benim gibi düşünenleri heyecanlandırdı. Üzerinde artık büyük bir sorumluluk var Harun'un ama o sorumluluk almaya çoktan hazır. Bu sporu seviyorum, seviyoruz ve sayesinde daha da seveceğiz...
Okumalısınız
*Ümit Aktaş 'Bitkisel Kürlerle İlaçsız Tedavi' kitabı. Her evde olmalı, başucunuzda olmalı. En çok sıkıntısı çekilen kronik hastalıkların 60 bitkisel kürü yer alıyor kitapta. Bence şahane bir hediye.
* Özgür Aras'ın 'Gitmek Gerek Bazen'i, çok güzel... Gitmek, kaçmak istemeyen yoktur değil mi? Gidince mutlu olacağını zanneder insan, öyle olur mu acaba? Özgür, kuvvetli anlatımıyla sizi sıkı bir aşkla tanıştırıyor. Gerçek aşkların kırık kalplerde filizleneceğini söylüyor. Çok haklı değil mi ama?
* Elif Kask 'Boşanırken' adlı romanında, hem aşkı hem de bir cinayeti anlatıyor. İlginç bir kitap, sürükleyici ve üzerinde çok çalışılmış. Son dönem her eli kalem tutanın anılarını ve oradan buaradn toparladığı özlü sözleri sıralayarak kitap yaptığını düşünürsek, Kask'ın kitabının bambaşka bir yerde durduğunu söyleyebiliriz. Yaz geldi laylaylom kitap okuyayım demeyin, kendinize bir iyilik yapın; değecek kitapları okuyun.
