Türkiye, açık tehdit altında... Irak'ın kuzeyinde bağımsız bir Kürt devleti kurulması için önceki gün referandum yapıldı. Burada ABD ve İsrail'in uydusu olacak bir Kürt devletinin kurulmasının ardından sıra Türkiye'nin bölünmesine ve işgaline getirilecek.
Türkiye, tüm tepkisine rağmen yapılan bu referandumda karşı tarafla işbirliği yapanları unutmadan bir kenara kalın harflerle not etmeli. Bunların başında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da var.
Evet, referandumdan iki gün önce sınır ötesi askeri operasyona izin veren tezkerenin Meclis'ten geçmesine kerhen destek vermesine rağmen Kemal Kılıçdaroğlu da var...CHP lideri, 12 Ağustos'ta referanduma destek için kurulan heyetle CHP Genel Merkezi'nde görüştü.
Ziyareti gerçekleştirenler arasında bulunan Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, görüşmenin detaylarını geçtiğimiz günlerde Kurdistan24 adlı internet sitesinde anlattı. Çiftyürek, şunları belirtti: "Kılıçdaroğlu görüşmemizde bütün milletlerin olduğu gibi Güney'in de referanduma gitmeye hakkı olduğunu söyledi." Dikkatinizi çekerim "Güney" diyor. Bir yerin güneyi olduğunu kabul ederseniz, kuzeyi olduğunu da kabul ediyorsunuz demektir. Yani Güney'de kurulacak sözde Kürdistan'ın Kuzey'de, Türkiye'de de toprağı olduğu yalanını onaylıyorsunuz anlamına gelir bu.
YALANLAYAMADI
Kılıçdaroğlu'ndan bugüne kadar, "Hayır kardeşim nereden çıkarıyorsunuz benim böyle bir referanduma destek verdiğimi?
Ben böyle bir şey söylemedim" şeklinde bir açıklama okumadım. Silahlı insansız hava araçları (SİHA) teröristleri vurunca ortalığı ayağa kaldıran CHP lideri, Çiftyürek'in bu sözlerinin ardından sessizliğe büründü. Düşünün siz Atatürk'ün kurduğu bir siyasi partinin liderisiniz ve devletinizin karşı çıktığı, toprak bütünlüğüne tehdit olarak gördüğü bir referandumu "desteklediğiniz" iddia ediliyor. Ne yaparsınız?
Ortalığı ayağa kaldırırsınız değil mi? Ama Kılıçdaroğlu dilini yuttu...
Meclis'teki tezkere oylamasında CHP'nin "evet" oyu vermesi kimseyi yanıltmasın. Kılıçdaroğlu, böylesine kritik bir durumda ne kadar isterse istesin tezkereye açıktan karşı çıkamazdı. Bu siyasi hayatının tamamen bitmesi demek olurdu. O yüzden tezkereye kerhen destek verdi. Şimdi yaptığı açıklamalar da suya sabuna dokunmayan mahiyette. Açıklama yapmış olmak için yapıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, ne kadar durumu kurtarmaya çalışsanız da Türkiye, sizi bu referandumun "işbirlikçisi" olarak not edecek.
SİTEM SEVGİDEN DOĞAR
Bir şarkı sözü var "Sitem sevgiden doğar" diye. Dün, PKK'nın elebaşlarından Duran Kalkan'ın CHP'ye sitemde bulunarak yaptığı açıklamaları okuyunca aklıma bu söz geldi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son dönemde PKK'nın siyasi uzantısı HDP ile o kadar yakınlaştı, o kadar söylem birliği yaptı ki... Türkiye'nin silahlı insansız hava araçlarıyla masum sivilleri vurduğu yalanını bile söyledi. Şimdi bu yakınlaşmadan en küçük bir sapmasında bile hemen bir "sitem" ile karşılaşıyor.
PKK elebaşı Duran Kalkan, Kuzey Irak tezkeresini CHP'nin kerhen desteklemek zorunda kalmasına bile alınmış ve sitemde bulunmuş... "CHP yanlış yaptı" diye konuşmuş...
Ne diyelim? Birbirinizi üzmeyin bu kadar, siz kardeşsiniz!
YAZIKLAR OLSUN AKATLI!
CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin İzmir'de teröristlere özgürlük için düzenlediği eyleme ön saflarda katıldı. Darbe girişiminde rol aldığı için İzmir'de tutuklanan ve CIA'nın üst düzey ajanlarından biri olduğu iddia edilen Pastör Andrew Brunson için Meclis'te önerge verdi. Bugüne kadar bir şehit ailesini ziyaret ederken göremediğimiz Akatlı, siyasi tarihe geçecek bir davranışta bulundu. CHP'li vekil, Aliağa'da bir psikopatın tekme attığı Mia isimli köpeği ziyaret etti. Sayın Akatlı, şiddet görmesine bizim de gönlümüzün razı olmadığı bir köpeği ziyaret etmeyi biliyorsunuz ama neden bir şehit ailesini ziyaret edip başsağlığı dilemeyi bilmiyorsunuz? Bir köpek konusunda gösterdiğiniz hassasiyeti neden şehitler ve aileleri için gösteremiyorsunuz?
Yazıklar olsun...