Türkiye, maalesef bir Kemal Kılıçdaroğlu klasiği daha yaşadı.
CHP lideri yine çıktı, eline FETÖ ve onun arkasındaki güçlerin tutuşturduğu bir takım sözde belgeleri kürsüden göstererek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakınlarının yıllar önce yurtdışına milyonlarca dolar para gönderdiği yalanını ortaya attı. Ancak, o belgeler her zaman olduğu gibi elinde patladı. Konuşmasının üzerinden daha 24 saat bile geçmeden, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakınlarına yönelik algı operasyonunun üzerindeki cila döküldü, gerçekler tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıktı.
YARGIYA GİDEMEDİ
Çünkü, Kılıçdaroğlu elindeki belgelerin uydurma veya herhangi bir istihbarat kuruluşunun üretimi olduğu anlaşılacağı korkusuyla paniğe kapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere hükümet ve AK Parti'den gelen "Belgeleri savcıya ver" çağrısını yerine getiremedi. Hatta Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "Genel başkanımız bu suçtur demedi" diyerek belgeleri savcılığa vermeyeceklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, belgeleri savcılara veremediği gibi kendi yandaş basın mensuplarına bile veremedi. Gazetecilerin tüm ısrarına rağmen CHP, bu belgelerin fotokopilerini bile göstermedi.
Kılıçdaroğlu'nu bu süreçten sonra büyük meblağlı tazminat davaları bekliyor. Nitekim Erdoğan da, " Burada ismi geçen kardeşlerim, eniştem, dünürüm ve diğerleri, üst düzeyden zaten davalarını açacaklar ve hukuki olarak bu işin mücadelesini verip, yakasından bu adamın düşmeyecekler.
Ben de ayrıca buna yeniden bir dava açacağım" dedi.
İŞTE KILIÇDAROĞLU'NUN ORTAYA ATTIĞI İDDİALAR:
YALAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakınları MAN Adası'ndaki bir şirkete milyonlarca dolar gönderdi.
GERÇEK
Yurtdışına giden tek kuruş bile yok. Aksine şirketlerini sattıkları için o kişilere gönderilen paralar var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu beş isim, asla o zikrettiği şirkete veya yere para göndermiş de değil. Tam aksine, mevcut şirketlerini satmaları sebebiyle onlara para geldi, oraya para gitmedi. Az buçuk ticareti, tüccarlığı, girişimciliği bilenler için bu yapılan işlerde hiçbir sorun yoktur. Buradaki tek sorun ortada bu zatın ifade ettiği gibi yurt dışına giden tek kuruş para olmayışıdır. Belki anlamamış diye bu zat bir kez daha tekrarlıyorum. Yurt dışına giden tek kuruş yok" dedi.
YALAN
ERDOĞAN'IN yakınları yurtdışına vergi kaçırmak için şirket kurdu.
GERÇEK
Adı geçen kişiler yıllardır ticaretle uğraşan, şirket kurup satan, milyonlarca liralık ticaret yapan iş adamları. Erdoğan da, "Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı değilken, başbakan değilken de bu insanlarla ticaretle uğraşıyor, milyonlarca liralık işler yapıyordu. Aslında ticaretle uğraşan birisi yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da şirket alır satar, para havale eder, havale alır. Ömründe tuğla üstüne tuğla koymamış, sadece her işe taş koymayı görev edinmiş birisine bunları anlatmanın zorluğunu elbette biliyorum" diye konuştu.
YALAN
Erdoğan'ın özel kalem müdürü Mustafa Gündoğan da para gönderdi.
GERÇEK
Gündoğan, yıllardır ticaretle uğraşıyor. Hiç bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özel kalemi olmadı. Erdoğan, "Eski özel kalem müdürüm diye ifade ettiği o şahıs, benim özel kalem müdürüm hiçbir zaman olmadı. Böyle bir yalan olur mu? Zerre kadar sende şahsiyet varsa, Mustafa Gündoğan bana ne zaman özel kalem müdürlüğü yapmış Büyükşehir Belediye Başkanlığımda, çık bunu ispat et. İspat edemezsen de o yerde durma artık çekil gitti" ifadelerini kullandı.
YALAN
Türkiye, savaşın pençesinden kurtardığı Suriyeli mülteciler için 30 milyar dolar harcamadı.
GERÇEK
Suriyelilere harcanan tüm kalemlerin toplamı 30 milyar doları buluyor. Erdoğan'ın verdiği bilgiler şöyle: "Türkiye, Suriyeliler için AFAD eliyle yaklaşık 2.3 milyar dolar, belediye hizmetleri 6 milyar dolar. STK vasıtasıyla 1.2 milyar dolar. Sınırlarımız içinde ve dışında verilen eğitim ve sağlık hizmetleri ki bunlar sınırsız olmuştur. Bu hizmetler için görevlendirilen personelin maliyeti vardır. Kamu düzeni için işlerin maliyeti vardır. Amortisman ve diğer maliyetler vardır. Suriyelilere sadece sadece kamu kuruluşları, STK'lar yardım etmiyor. Asıl büyük yardımı milletimiz yapıyor. Tüm bunları topladığımızda karşımızda uluslararası standartlara göre yapılmış 30 milyar dolarlık meblağ çıkıyor. AFAD, Maliye Bakanlığı'nın hesaplama yöntemleriyle ortaya çıkmaktadır En insani konulara bile böyle yaklaştığına göre, diğer hususlarda kafayı parayla bozmuş olmasına şaşmamak lazım" dedi.