CHP, PKK'nın siyasi uzantısı HDP'yle "eş parti" olmaya başladı. Bu köşede Atatürk'ün kurduğu CHP'nin son yıllarda yaşadığı savrulmada Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından nasıl HDP çizgisine çekildiğine sık sık vurgu yaptık.
En son HDP'nin destekçilerinden olan Canan Kaftancıoğlu'nun CHP İstanbul İl Başkanı olması ve İzmirli Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger'in HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı hapishanede ziyaret edip İzmirlilere gönderdiği mesaja aracılık etmesi bu durumun tescili oldu.
Yazar Nihat Genç, katıldığı bir TV programında CHP'nin içinde bulunduğu bu halle ilgili çarpıcı bir tespitte bulundu: "CHP'nin delege yapısı ortada, önümüzdeki günlerde yapılacak kurultayda Atatürk ve Selahattin Demirtaş yarışsa Atatürk kazanamaz. Atatürk'ün adaylık için gerekli olan 110 delege imzasını sayısını da bulabileceğini bile düşünmüyorum."
BİRLEŞME BİLE İSTENEBİLİR
Evet, bence de CHP'deki durum bu kadar vahim bir halde. Maalesef CHP, adım adım bu noktaya getirildi. Önce ulusalcılar yönetimden tasfiye edildi, ardından HDP çizgisine yakın isimler yönetim kademelerine dolduruldu. Bugün Türkiye'nin savaştığı PYD'ye "Terör örgütü değil siyasi partidir" diyen Erdal Aksünger gibi isimler Genel Başkan Yardımcısı yapıldı. CHP'nin tabanında olmasa da üst yönetiminde hakim olan ideoloji artık maalesef bu. Partiyi bu çizgiden uzaklaştırmak isteyenler, önümüzdeki günlerde yapılacak kurultay öncesi adaylıklarını açıkladı ancak, bu delege yapısıyla seçilmeleri mümkün gözükmüyor.
CHP'de bu kurultayın ardından "HDP'yle birleşelim" söylemleri de dile getirilmeye başlanırsa şaşırtıcı olmaz.
HAREKATI ELEŞTİREMEYİNCE ÖSO'YU DİLİNE DOLADI
Türk askeri, Afrin'de teröristleri temizleme hedefiyle çok başarılı bir harekat yürütüyor.
Anamuhalefet partisi CHP'nin içindeki bir çok isim ise Türkiye'nin meşru müdafaa olarak gerçekleştirdiği harekata karşı çıkıyor. CHP yönetimi ise, milletten tepki alacağı korkusuyla harekata görünürde destek veriyor ama diğer yandan da karalamak için bahane arıyor.
Önce Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin harekatı beraber düzenlediği Özgür Suriye Ordusu'nu DEAŞ ve El Kaide gibi örgütlerle bir tutarak harekata gölge düşürmeye çalıştı. Ondan pası alan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da, ÖSO'yu diline doladı. Kılıçdaroğlu, "Ordumuzun kahramanlığını bir anlamda ÖSO'ya devretmeye çalışıyoruz" gibi mantık kurallarını alt üst edecek bir eleştiride bulundu.
Yani, bir harekatın mevcut koşullar altında nasıl yapılacağını Türkiye Cumhuriyeti devleti, Türk Silahlı Kuvvetleri bilmiyor, eski hesap uzmanı Kılıçdaroğlu biliyor öyle mi? Daha önce ÖSO işbirliğiyle düzenlenen Fırat Kalkanı Harekatı'nın başarıyla sonuçlandığı ortadayken Kılıçdaroğlu'nun bu söylediklerini ben çok iyi niyetle yapılmış eleştiriler olarak görmüyorum.
Amaç, "Ne yaparım da mide bulandırırım" hesabından başka bir şey değil.
