• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Fırat’ın doğusuna da girmeliyiz ERHAN GÜLENÇ

“Fırat’ın doğusuna da girmeliyiz”

erhan.gulenc@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22 Şubat 2018, 23:17

Görünen köy kılavuz istemez, Türkiye Afrin'i alacak. Bu saatten sonra dönüş yok. Ardından sıra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da dediği gibi Münbiç'e ve Fırat'ın doğusuna gelecek. Erdoğan, Irak sınırına kadar hiçbir terörist bırakılmayacağını belirterek, Türkiye'nin niyetini net bir şekilde ortaya koydu.
Konuyla ilgili görüştüğüm Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu da Fırat'ın doğusunun başlatılan harekatın en önemli noktası olduğunu vurguladı. Fırat'ın doğusundaki Türkiye-Suriye sınırının 600 kilometre olduğuna dikkat çeken Babüroğlu, "ABD, Münbiç için Türkiye'ye evet diyebilir, bizimle anlaşabilir.
Ancak, ABD'nin kırmızı çizgisi Fırat'ın doğusudur. El atmazsak orada günden güne güçlenen bir PKK/ PYD olur. O bölgeyi temizlememiz gerekiyor.
Türkiye, riskleri göze alarak Fırat'ın doğusuna da el atmalı" dedi.
Babüroğlu, harekatın askeri anlamda çok başarılı bir şekilde sürdüğünü dile getirdi. Bu harekatın Fırat Kalkanı'ndan daha yavaş gitmesinin kimseyi yanıltmaması gerektiğini de vurguladı. Afrin'in Fırat Kalkanı'nın yapıldığı bölgeye göre daha dağlık ve engebeli olduğuna dikkat çeken Babüroğlu, "Burada 5 yıldır hazırlık yapan bir terör örgütü var. Ayrıca, bu bölgede yerleşim yerleri de daha yoğun. TSK, sivillere zarar vermemek için titiz davranıyor. Bu yüzden operasyonun hızına takılmamak lazım" dedi. Türkiye'nin her yerinden Afrin'e gönderilen Jandarma ve Polis Özel Harekat birliklerinin harekatın bundan sonraki bölümünde önemli roller üstleneceğini ifade eden Babüroğlu, "Bunlar yerleşim yerleri ve sokaklarda terörle mücadele için özel eğitim almış birlikler. Cinderesi'nden itibaren artık Afrin'e doğru ilerledikçe bunlar başlayacaklar. Afrin'de sokakları onlar temizleyecek" ifadelerini kullandı.

ŞARK KURNAZI

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeni bir 'şark kurnazlığı' ile ortaya çıktı. 2014'teki yerel seçimlerde, "Binali Yıldırım aday olduğu için mecburen aday olmam gerekli" diyen Kocaoğlu, yine kafasına koyduğu adaylığın yolunu yapıyor. "AK Partililer böyle üzerime gelmeye devam ederse aday olurum" diyor. Kendini mağdur göstererek CHP Genel Merkezi ve parti örgütünü adaylığı konusunda ikna etmenin hesabını yapıyor. Genel merkez bunu yer mi bilmiyorum. Ancak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, önerdiği isimlerin neredeyse hiçbirini Parti Meclisi'ne almayarak kendisine gerekli mesajı verdi.
Kocaoğlu'nun bir başka 'şark kurnazlığı' da şu: Kendisini AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ'la kıyaslatmaya çalışıyor. Dağ'a "Sen görev süren boyunca İzmir için ne yaptın?" diye soruyor. Başkan, böyle bir kıyaslama olabilir mi? Sen 14 senedir milyarlarca liralık bütçeler yöneterek başkanlık yapıyorsun. Dağ'ın elinde ise, milletvekili olarak hiçbir bütçe yok. Milletvekillerinin sadece hizmetlerin kolaylaşması noktasında etkileri olur. Bunu siz de biliyorsunuz ama Dağ'ı bu sözlerle mindere çekmek ve kendi adaylığınızı bunun üzerinden kotarmak istiyorsunuz. Bu art niyetiniz de çok sırıtıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.