Türkiye'nin bugün Afrin'de çatıştığı PKK/PYD/YPG'ye "terör örgütüdür" diyemeyen ve dememekte de ısrar eden CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, kaos çıkarma hevesinden bir türlü vazgeçmiyor.
16 Nisan'daki Anayasa referandumunda halkın yaptığı tercihi hazmedemeyip CHP'nin Meclis'ten çekilmesini öneren Böke, geçtiğimiz günlerde yine "Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor" diyerek partisine Meclis'i boykot etmesi veya Meclis'ten çekilmesi çağrısı yapmıştı.
Böke, şimdi de seçimle ilgili yapılan son yasal düzenlemelerin ardından yine ortaya çıktı ve bu defa seçimleri boykot etme çağrısı yaptı.
Dünya Bankası ve IMF'teki geçmişi nedeniyle bazı gazetecilerin "Etekli Kemal Derviş" olarak nitelendirdiği Böke, 2015'te de kapitalist düzenin danışma meclisi olarak bilinen gizemli Bilderberg toplantılarına katılarak dikkatleri çekmişti.
Siyasette "farklı" bir misyon üstlendiği görülen Böke'nin Türkiye'de muhalefeti ısrarla demokratik zeminin dışına çıkarma çabası çok sırıtıyor.
ÇOK 'ÇEVİK BİR' AYIP
Türkiye'deki mütedeyyin insanlar, 28 Şubat sürecinde müthiş bir baskı yaşadı. Türbanlı genç kızlar, üniversitelere alınmadı ve ikna odaları zulmüne maruz bırakıldı. 'Türban' eşittir 'irtica' zorbalığıyla adeta bir kırım uygulandı.
Şimdi, 28 Şubat'ın mimarlarından, yargı önünde hesap soruluyor. Dönemin en güçlü ismi, kudretli paşası Emekli Orgenaral Çevik Bir de, önceki gün bu davada savunma yaparken adeta döktürdü!
28 Şubat'ın darbe olmadığını savunan Çevik Bir, öyle laflar etti ki...
Başörtüsü yasağında o dönem askerin kurduğu Batı Çalışma Grubu'nun hiçbir ilgisi olmadığını iddia eden Çevik Bir, "Benim annem de türbanlıydı. Muhterem bacılarımın bunu böyle bilmesini istiyorum" ifadelerini kullandı. Bu sözler üzerine salonda bulunan mağdur ve müştekilerden ise, doğal olarak "Yuh" sesleri yükseldi.
Siz değil misiniz türbanlı genç kızlara vebalı muamelesi yapan? Siz değil misiniz başörtülü anneleri askere gönderdiği oğullarının yemin törenlerine bile almayan?
Şimdi kalkıp hangi yüzle onlara "Muhterem bacılarım" diyebiliyorsunuz.
"Benim annem de türbanlıydı" edebiyatı ile bu işin içinden sıyrılabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Ayıp...
1000 yıl sürecek dediğiniz o 28 Şubat zihniyeti artık yıkıldı. Şimdi yargı önünde hesap verme vakti, ne yapsanız kaçış yok...