Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde AK Parti ve MHP "Cumhur" ittifakını kurarken CHP'nin de HDP aşkı depreşti. CHP yönetimi kritik iki seçim öncesi HDP'yle yakınlaşmaya hız verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, terör suçundan tutuklu bulunan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret etti. Dün de ulusalcılar tarafından partiyi HDP çizgisine getirmekle suçlanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sahneye çıktı ve "Yılmaz'ı Demirtaş'a ben gönderdim, selam da söyledim. Demirtaş'ın tutuklu olması doğru değil" açıklaması yaptı.
Geçtiğimiz günlerde görüştüğüm Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e "Cumhurbaşkanlığına adaysınız. İkinci tura kalamazsanız AK Parti- MHP ittifakına mı yoksa olası CHP-HDP ittifakına mı destek verirsiniz" diye sordum. Tabii Perinçek, bir aday olarak ikinci tura kalamama gibi bir ihtimali hiç düşünmediklerini savundu ancak şunları da ekledi: "O sorunuzun cevabı olarak söylemiyorum ama Türkiye'de bir milli cephe oluşturulması, geliştirilmesi gerekiyor. Sorunuza o anlamda cevap vermek istiyorum. Vatan Partisi hiçbir zaman HDP'yle aynı blokun, cephenin, ittifakın içinde olmaz. Olmayacağımız tek parti HDP'dir. Neden? Çünkü o savaştığımız güçtür... İstiklal Savaşı'nda bir Yunan partisi ile ittifak kurulması sözkonusu olabilir miydi? Çünkü HDP, PKK'dır. HDP'yle beraber olmak demek PKK'yla beraber olmak demektir." Kendisi böyle bir şey söylemedi ama Perinçek'in bu sözlerinden CHP-HDP'nin ittifak kurması halinde Vatan Partisi'nin Cumhurbaşkanılığı seçiminin ikinci turunda AK Parti-MHP'nin adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceği sonucunu çıkardım.
PAPAZ BASKISI TÜRKİYE'YE SÖKMEZ
İzmir'de ajanlık ve terör örgütleriyle işbirliği suçlarından tutuklu bulunan ve hakkında 35 yıl hapis istemiyle dava açılan ABD'li papaz Andrew Craig Brunson, 16 Nisan'da ilk kez hakim karşısına çıkacak. Duruşma tarihi yaklaştıkça ABD ve içerideki uzantıları tarafından Türkiye üzerinde baskı oluşturulmaya çalışılıyor. ABD'nin Türkiye'ye uygulayacağı bazı yaptırımları Papaz Brunson'un tahliye edileceği beklentisi nedeniyle "şimdilik" ertelediği yönünde haberler yapılıyor. Dün de yine ulusal bir gazetenin Washington temsilcisi tarafından kaleme alınan yazıda, "Trump yönetimi Türkiye ile ipleri iyice gerecek yaptırımlar uygulamadan Ankara'ya tutuklular konusunda Amerikan kamuoyunu rahatlatacak kuvvetli bir adım attırma peşinde" şeklinde ifadeler kullandı.
Türkiye'ye açıkça 'Brunson'un tahliye edilip Amerika'ya dönmesine izin verilmesi yönünde karar alınması' dayatılıyor.
Amerikalılar, nasıl Rıza Sarraf davası ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iade edilmesiyle ilgili taleplerine "Yargımız bağımsızdır" cevabı veriyorlarsa bizim yargımızın vereceği kararlara da saygı duymak zorunda. Yapılan "yaptırım" baskıları Türkiye'ye sökmez.