Türk milletini vareden en önemli unsurların başında İslam inancı gelir.
Bu ülkenin yüzde 99'a yakın bir çoğunluğu Müslümandır. Ancak, son günlerde üst üste yaşanan gelişmeler açıkçası bana 'Milletin inancına yönelik organize bir saldırı mı var?' diye düşündürüyor.
Neden mi?
Türkiye'de deizmin ve ateizmin hızla yayıldığı şayiaları dile getirilirken geçtiğimiz günlerde Konda isimli araştırma şirketi bir rapor yayınladı. Raporda Türkiye'deki ateist oranının yüzde 1'den 3'e yükseldiği ve dindar oranının da düştüğü kaydedildi.
Bu haftasonu da iş kadını Leyla Alaton'un Türkiye'de Müslümanların en fazla hassasiyet gösterdiği konulardan biri olan 'Ayasofya' ile ilgili sosyal medyada yaptığı paylaşım tepkilere neden oldu. Camiden çevirilip müze haline getirilen Ayasofya'da bir genç kızın bale figürü yaparken çekilmiş fotoğrafı ile muhafazakar kesim üzerinde infial oluşturulmaya çalışıldı.
YENİ BİR OPERASYON
En son Türkiye'de başta 28 Şubat sürecinde yaptıkları olmak üzere 'operasyonel' gazeteciliğin sembol isimlerinden Ertuğrul Özkök'ün yazdığı 'Tanrı'yı Gören Son Adam' isimli kitabı ve bununla ilgili verdiği röportaj ortaya çıktı.
Özkök, kitapla ilgili röportajında İslam'daki 'Allah' inancıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir 'Tanrı' figürü oluşturmaya çalıştı. Röportajı yapan 'operasyonel' gazeteciliğin bir diğer ismi Ayşe Arman, kitabın verdiğini söylediği duyguyu tırnak içinde kullandığı şu sözlerle aktardı: "Tanrıyı sevmek için inançlı olmak gerekmiyor.
Tanrı kavramı, şu dünyada insanın yarattığı en güzel şey!" Yani, özet olarak denmek isteniyor ki:
"Allah var mı yok mu belli değil, 'tanrı' kavramını da insan kendi kendine oluşturdu" İsteyen inanır istemeyen inanmaz, buna kimse bir şey diyemez. Neticede Kuran'da 'Sizin dininiz size, benim dinim bana' ayeti var. Ancak, büyük çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkede bu tür konuların propagandasının art arda yapılması insanı ister istemez 'Ortada organize bir hareket mi?' var diye düşündürüyor.
'Müslüman mahallesinde salyangoz satmak'tan bile daha ağır ve tehlikeli olan bu propaganda ve operasyona karşı uyanık olmalıyız...
TUNCAY ÖZKAN'IN ELİNDEKİ KOZ NE?
CHP'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, adeta bir talimat bekler gibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayını açıklamayı geciktirdikçe geciktiriyor. Bu durum partideki kaosu daha da artırıyor. Böyle bir ortamda Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan'ın isminin ön plana çıkması da açıkçası bana çok tuhaf geliyor. Özkan, İzmir'de çok karşılığı olmayan ve İzmirlilerin büyük çoğunluğunca antipatik bulunan bir isim...
Buna rağmen ismini Büyükşehir Belediye Başkan adaylığında böyle öne çıkarabilmesi açıkçası normal mantık kurallarıyla izah edilebilecek bir durum değil. Kulislerde binbir türlü iddia dile getiriliyor. Bu iddialardan biri de Özkan'ın elinde Kılıçdaroğlu'na karşı çok önemli bir koz olduğu ve bu kozla Kılıçdaroğlu üzerinde baskı oluşturduğu yönünde... Dediğim gibi bu konuşulan bir iddia ama açıkçası Özkan'ın tüm dezavantajlarına rağmen ismini adaylık konusunda bu kadar önplana çıkarabilmesi insana 'Acaba' dedirtiyor.