İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Tunç Soyer, her yıl yüz milyonlarca lira yutan zarardaki belediye şirketlerinin üzerine 'kara delik' olarak borç batağındaki ilçe belediyeleri de ekledi. Kendisine yakın CHP'li ilçe belediye başkanlarını içinde bulundukları bataktan kurtarmak için para yağdırmaya başladı.
Bu çerçevede Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin'e destek olmak amacıyla ilçe belediyesine ait Teos Yazar Evi ve Ürkmez hizmet binasını satın alacak. Aile dostu olan ve Büyükşehir'e ait bir lüks konut bile tahsis ettiği Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'ı rahatlatmak için de bu ilçedeki sosyal yaşam kompleksini devralacak. Soyer'in bu şekilde Seferihisar'a en az 18-20, Karşıyaka'ya da yine en az 28-30 milyon lira civarında bir para aktaracağı konuşuluyor.
DİKKAT ÇEKEN AYRINTI
Ancak, burada çok önemli bir ayrıntı dikkat çekiyor. O da Soyer'in kendisine yakın başkanlarına yaptığı bu yardımı diğer başkanlardan şu an için esirgemesi... Soyer, bırakın AK Partili ilçe belediyelerine de para aktarmayı kendi partisinin belediye başkanları arasında bile ayrım yapıyor. Örneğin, CHP Genel Başkan Yardımcısı olan İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın 'adamları' olarak nitelendirilen Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç ve Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran'a şu ana kadar tek kuruş vermedi. Vereceğine dair de şu ana kadar bir ipucu ortaya koymadı.
MESELE BORÇSA...
Oysa mesele borçsa Çiğli ve Buca Belediyeleri'nin Seferihisar ve Karşıyaka'dan kat kat fazla borcu var. Karşıyaka'nın 220, Seferihisar'ın 100-150 milyon lira borcu olduğu belirtilirken Çiğli'nin borcu ise 500 milyon liranın üzerinde. Buca'nın borcunun da 400-500 milyon lira civarında olduğu dillendiriliyor. Bu iki belediye de büyük sıkıntıda. Özellikle Çiğli'de birçok çalışan kapının önüne konuldu. Eğer, bir yardım gerekiyorsa bunun öncelikle Çiğli ve Buca'ya yapılması gerekmiyor mu? Gümrükçü ve Kılıç'ın suçu İzmir'in patronu olmak için bastıran Özkan'a yakın olmaları mı?
Özkan, seçim öncesi CHP'nin Buca Belediye Başkan adayı olarak açıkladığı Suat Nezir'e "Tren kalkıyor, bu trene bineceksin. Bize tabi olacaksın" demiş, 'Tamam' cevabı alamayınca da Nezir'i adaylıktan düşürmüştü. Nezir'in yerine ise, kendi 'adamı' Kılıç'ı getirtmişti. Biz de bu köşede "Soyer de Özkan'ın trenine binecek mi?" başlığıyla bir yazı kaleme almıştık. Bu yazıda CHP'nin İzmir'deki patronunun Özkan mı yoksa Soyer mi olacağı sorusunu irdelemiş ve "Soyer'in örgüte hakim olma konusunda eski Başkan Aziz Kocaoğlu'nun boşluğunu doldurup dolduramayacağı, Tuncay Özkan'ı frenleyip frenleyemeyeceği merak ediliyor" ifadelerini kullanmıştık.
SESSİZ KALMAYACAKTIR
İlçe belediyelerine para aktarımı konusunda ortaya çıkan bu tablo, Soyer'in İzmir patronluğu için Özkan'la henüz doğrudan bir mücadeleye girmemiş olsa da en azından O'na yakın belediye başkanlarına mesafe koymaya başladığını gösteriyor. Bu durum ileride bir kavgaya dönüşür mü dönüşmez mi bilmiyorum. Ancak, tanıdığımız Özkan'ın, Soyer'in kaynakları Çiğli, Buca ve Çeşme'yi dışlayıp kendine yakın belediyelere kullandırtmasına sessiz kalacağını hiç zannetmiyorum.
