İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin mali yapısı birçok büyükşehire göre daha sağlam. Çünkü, eski Başkan Aziz Kocaoğlu kente daha çok yatırım ve hizmet yapmak yerine belediyenin parasını kasada tuttu... Sonra da hizmetleriyle değil aldığı kredi notlarıyla övündü.
Kocaoğlu, Soyer'e böyle bir bütçe devretti.
SOYER, KİMSEYİ KIRMIYOR!
Peki, göreve geleli 4 ayı geçen Soyer ne yapıyor?
Açık söyleyeyim: Kasadaki parayı hızla dağıtıyor.
Şu 4 ayda Soyer kim ne istediyse verdi ve vermeye devam ediyor. Kimseyi kırmıyor!
Bunların bazıları popülistçe olsa da birçoğunda da doğru yapıyor. Ulaşımda yüzde 50 indirim getiren halk taşıt uygulamasına kim hayır diyebilir ya da işçilere iyi bir zam yapılmasına?
Bunların yapılması gerekiyordu, yapıldı.
Keşke, halkın bütçesini rahatlatacak çok daha büyük adımlar atılsa, atılabilse...
BORÇ GİDEREK ARTIYOR
Ancak, olmuyor işte. Hayatta her istediğinizi yapamıyorsunuz. Herşeyin bir sınırı olduğu gibi İzmir'in parasının da bir sınırı var.
Büyükşehir Belediyesi'nin 2019 için öngörülen bütçesi topu topu 6 milyar lira.
Tabii, bütçe sağlam desek de diğer yandan borç rakamı da hızla artıyor. Büyükşehir Belediyesi'nin toplam borcu 3.1 milyar liraya ulaşmış durumda. Belediye şirketleriyle birlikte bu 4.8 milyar liraya çıkıyor. Bu arada belediyenin bazı tedarikçilerine olan borçlarını ödemekte zorlandığı biliniyor.
Soyer, nakit sıkışıklığını aşabilmek için geçtiğimiz ay belediye meclisinden 200 milyon lira borç alma kararı çıkarttırdı.
HAZIRA DAĞ DAYANMAZ
Öte yandan bugün gazetemizde haberini de verdiğimiz gibi belediyenin zarar eden ve birer kara deliğe dönüşen şirketleri kentin parasını oluk oluk yutmaya devam ediyor. Geçen yıl ESHOT'la birlikte 855 milyon lira aktarılan şirketlerden biri olan İZDENİZ'e, yine 23 milyon 225 bin lira para aktarılacak. Bu da gösteriyor ki, bu kara delikler kentin parasını yutmaya devam edecek.
Yani ortada çok hassas dengeler üzerinde yönetilmesi gereken bir bütçe var...
Büyüklerimiz 'Hazıra dağ dayanmaz' sözünü boşuna söylememiş...
BİRÇOK MÜLK SATMIŞTI
Şu anki gidişata bakınca insanın aklına ister istemez Seferihisar örneği geliyor.
Soyer, 10 yıl belediye başkanlığı yaptı burada... İlçenin bu süreçte kazanımları oldu, Seferihisar hem yurtiçi hem de dışında daha tanınır hale geldi. Ancak belediye, elindeki değerli mülkleri de birer birer satmak zorunda kaldı.
Tüm bu satışlara rağmen belediyenin borcu da katlanarak arttı.
Soyer, şimdi Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Seferihisar'ı borç batağından kurtarmak için belediyeden gayrimenkul satın alıyor.
ÖNCELİKLER BELİRLENSİN
İzmir'in mali açıdan Seferihisar'la aynı duruma düşmemesi için Soyer'in adımlarını atarken çok dikkatli olması gerekiyor.
O yüzden işe kentin önceliklerini belirleyerek başlamalı. Kaynakları, bu önceliklere göre kullanmalı. İzmirlilerin karşısına sağlıklı şekilde hazırlanmış bir '5 yıllık stratejik plan' koymalı. Yoksa, her gelene para aktarılmaya devam edilirse birkaç yıl içinde hizmet ve yatırımlara ayrılacak kaynak kalmayabilir. Bu durumda Soyer de neredeyse hiçbir vaadini hayata geçiremez, üzerine de Seferihisar'daki gibi İzmir) de de gayrimenkul satışına gitmek zorunda kalır. Allah muhafaza...