İzmir ve Egeliler olarak turizmde Antalya ve İstanbul'u yıllardır gıptayla izliyoruz.
Ne yaparsak yapalım istediğimiz noktaya bir türlü gelemiyoruz. Rakamlar ortada. Ege, Türkiye'ye gelen turistlerin sadece yüzde 10'unu çekebiliyor.
Oysa Antalya ve Marmara'da bu oran ayrı ayrı yüzde 40'lar seviyesinde. Hele hepimizin iftihar ettiği Çeşme'ye gelen turist sayısı birkaç bini bile geçmiyor. Çeşme gibi bir nimeti villa turizmiyle sadece iç pazar için kullanabiliyoruz.
İşte şimdi Çeşme, İzmir ve Ege'nin başına talih kuşu kondu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın hazırladığı Ege Turizm Merkezi- Çeşme Projesi çok büyük bir fırsat.
Bazıları bu projeye sırf iktidar karşıtlığı üzerinden olumsuz bakıyor. Bazıları ise, henüz detaylarını bilmeden projeye çevreye zarar vereceği ön yargısı ile yaklaşıyor.
Oysa, konuya akılcı yaklaşmak zorundayız...
ÇEVREYE DUYARLI OLACAK
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, dün kente gelerek odalar, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle buluşup projeyi anlattı. Toplantı basına kapalıydı ancak görüştüğüm katılımcılar, Ersoy'un sunumunun kendileri açısından çok tatmin edici olduğunu anlattı.
Bakanın verdiği bilgilere göre, proje hiç de çevreye zarar vermeyecek. Dünyaca ünlü Cannes şehri gibi sahil alanlarında genel kullanıma açık geniş bir bant oluşturulacak.
Yani Antalya ve başka turizm merkezlerinde yapılan hataya düşülmeyecek.
Denize sıfır otel olmayacak.
KAÇIRMA LÜKSÜMÜZ YOK
Arka taraflarda da düşük yoğunlukta yatay mimari uygulanacak. Binalar zemin + 2 kat ile sınırlandırılacak. Burası çevre sertifikası olan ilk proje olacak.
Sezon 2.5 aydan 12 aya çıkacak. Bu projeyle bölge, 20 milyar dolarlık yatırımın yanı sıra her yıl düzenli olarak milyarlarca dolarlık bir turizm gelirine kavuşacak. En az 100 bin kişiye de istihdam sağlanacak.
Üstelik bunun için yıllarca beklemeyeceğiz.
2021 sonunda ihaleye çıkılması ve projenin 2023'te tamamlanması planlanıyor...
Hal böyleyken kimse kusura bakmasın ama ben bu projede tarafım. İzmir ve Ege'nin ön yargılar ve siyasi kaygılarla bu projeyi kaçırma gibi lüksü yok. Buna tüm Ege olarak sahip çıkmalıyız.
Türkiye'ye korona fırsatı
Korona virüsünün etkisi ile talebin düştüğü petrolde ülkeler arası fiyat savaşlarıyla birlikte sert düşüşler yaşanıyor. Varil fiyatı dün 31 dolarlara kadar indi. Ben de ne olup bittiğini öğrenmek için şu an ABD'de George Washington Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yapan Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği Başkanı Prof.Dr.Gürkan Kumbaroğlu'nu aradım. Kumbaroğlu, korona virüsü ve ardından petrol fiyatlarındaki bu düşüşün Türkiye için müthiş bir fırsat olduğunu anlatarak başladı söze ve "Maalesef virüs yüzünden yaşananlar çok üzücü ama Türkiye için de böyle bir realite var" ifadesini kullandı.
8 MİLYAR DOLAR CEPTE
Türkiye'nin geçen yıl varil fiyatı ortalama 64 dolar olan petrolün ithalatı için 17 milyar dolar ödediğini ifade eden Kumbaroğlu, bu yıl fiyatların ortalama 35 dolar seviyesinde seyretmesi halinde ödeyeceğimiz faturanın 8 milyar dolar azalacağına dikkat çekti. Öte yandan Türkiye'de korona vakası görülmemesinin de çok büyük bir avantaj haline geldiğini dile getiren Kumbaroğlu, "Türkiye üretimde Çin'in alternatifi olabilir. Önümüzde tüm sektörler için büyük bir fırsat var. Türkiye bunun için proaktif bir politika izlemeli. En başta da özel sektör uluslararası şirketlere işbirliği önerileri götürüp, onları Türkiye'de üretime ikna etmeli" diye konuştu. Ege için Çeşme, Türkiye için de korona fırsatı var önümüzde...