Türkiye'nin ayakları üzerinde durmasını ve dünya siyasetinde güçlü bir şekilde var olmasını istemeyenler korona virüsten çok ümitlenmişti.
Ülkemiz, büyük bir salgınla karşı karşıya kalacak, bir kaos ortamı yaşanacak ve ekonomi çökecekti. Türkiye, yıllar önce defterini kapattığı IMF'ye teslim olmak zorunda kalacak ve istenmedikleri iktidar bir erken seçimle gidecekti. Ancak bunu arzulayanların hevesi kursaklarında kaldı. Alınan etkili önlemlerle kaosa izin verilmedi.
DARBE TEHDİDİ YAPTILAR
İşte virüsten aradıklarını bulamayan çevreler, şimdi yeni bir planı devreye soktu.
Ben CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun böyle bir dönemde üst üste darbe ima ve tehdidinde bulunmasını da bu yeni planın bir parçası olarak değerlendiriyorum.
Ana muhalefet partisinde böyle önemli konumlarda bulunan iki ismin, durup dururken bu söylemde bulunmaları başka türlü izah edilemez...
Amaçları bir yerlere 'selam çakmanın' yanı sıra iktidara ve onu oylarıyla yönetime getiren millete gözdağı vermek ve Türkiye'yi kutuplaştırmak...Bu yüzden AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in bunlar için yaptığı 'demokrasiyi felç etme örgütü' (DEFÖ) yakıştırması 'cuk' diye oturdu.
KİMSE CÜRET EDEMEZ
Türkiye'de en son kalkışmayı 15 Temmuz 2016'da FETÖ denemiş ve milletten cevabını almıştı. Şimdi binlerce FETÖ'cü hapiste... 15 Temmuz'dan sonra bu ülkede artık kimse yeni bir darbe girişiminde bulunma cüretini gösteremez.
Millet, TSK'da yıllardır sinsi bir şekilde yapılanıp birçok kadroyu ele geçiren FETÖ'ye nasıl geçit vermediyse, daha Manisa'da kendi mahallesinde bile delege seçilemeyen Özgür Özel ve PKK'lı terörist Sakine Cansız'a ağıt yakan Canan Kaftancıoğlu gibilerin yer aldığı 'DEFÖ'ye hiç vermez.
KIZILAY'A DÜŞMANLIK ÜLKEYE ZARAR VERİR
Türkiye'yi böyle darbe gibi söylemlerle geren ve kutuplaştıranlar insanımıza büyük kötülük yapıyor.
Çünkü, bu söylemlerle etki altına alınan toplum kesimleri iktidarın yanı sıra bu ülkenin temel kurumlarına da düşman ediliyor. İşte size Kızılay örneği. Hiçbir tehlikesi olmamasına rağmen korona virüs salgını nedeniyle vatandaşların kan vermeye çekinmesi ve Ramazan ayının etkisiyle Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi'nin stokları tamamen tükendi. Vatandaşa bağış çağrısı yapıldı. Ancak, bu çağrıyla ilgili sosyal medyada o kadar çirkin yorumlar yapıldı ki ülke ve insanımız adına kahrolmamak mümkün değil.
HEPİMİZ MUHTAÇ OLABİLİRİZ
Dün Kızılay yetkililerinin kan bağışı çağrısının yer aldığı habere sosyal medyada yapılan yorumları görünce şoke oldum. Araştırınca aynı üzücü tepkilerin CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in geçtiğimiz 26 Mart'ta sosyal medyadan yaptığı Kızılay'a kan bağışı çağrısına da gösterildiğini gördüm. Şu an Türkiye'nin kan ihtiyacının neredeyse tamamına yakını Kızılay tarafından karşılanıyor.
Belki bugün ihtiyaç duymuyor olabiliriz ama Allah göstermesin yarın öbür gün kendimiz veya çok sevdiğimiz biri Kızılay'dan gelecek kana muhtaç kalabilir. Bu açıdan Kızılay'a düşmanlık yapmak ülkenin yanı sıra insanın kendisine bile düşmanlık yapmasıdır.