Siyasetin muhalefet cephesinde iki gündür yaşananlar, "sefalet"ten başka bir kelime ile ifade edilemez.
6'lı Masa, 6'lı Masa diye toplanıp dağılanların bize 1 yıldır müsamere izlettirdikleri dün net bir şekilde ortaya çıktı.
Her konuda mutabık kaldık deyip defalarca bildiri yayınlayanlar öyle birbirine düştü ki...
Oysa bu bildiriler yayınlanırken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, aday olduğu mesajını her fırsatta verdi.
İyi Parti lideri Meral Akşener de Kılıçdaroğlu'nu 'kazanacak aday' görmediğini ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu veya Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın adaylığını istediğini her fırsatta belli etti. Hatta bir ara İmamoğlu hakkında verilen yargı kararını fırsat bilip, Kılıçdaroğlu Almanya'dayken düzenlenen mitingde nedeyse elini kaldırıp İmamoğlu'nu aday bile ilan edecekti.
DAĞILACAĞI ÇOKTAN BELLİYDİ
Tablo böyleyken 6'lı Masa'nın eninde sonunda dağılacağı belliydi. Siyasetteki dengeleri okuyabilenler bunun böyle olacağını görüyordu. Dün itibariyle bu 6'lı Masa müsameresinden geriye bize izletilen 6 liderin sözde birbirlerinin önüne geçmek istemiyorlarmış gibi aynı hizada yürüyüş yapmaları, harf sırasına göre oturup kalkmaları ve her toplantıdan sonra papağan gibi yazılıp 6 kez imzalanan "Önemli olan aday değil, güçlendirilmiş parlamenter sistem ve prensipler" dedikleri zırvalar kaldı.
AKŞENER ÖFKE PATLAMASI YAŞADI
Sonunda Akşener dün masayı dağıttı.
Dağıtırken de adeta öfke patlaması yaşadı. 6'lı Masa'daki diğer partiler ve Kılıçdaroğlu hakkında yenilip yutulmayacak şeyler söyledi.
Bu öfkesi belli ki, Kılıçdaroğlu'nun bir önceki akşam son toplantıda "Senden kaybedeceğim oyu HDP'den alırım" diyerek kendisine adeta kapıyı göstermesine duyduğu öfkenin sonucuydu.
Köprüler öyle bir atıldı ki, artık CHP ve İyi Parti'nin ikinci turda ve sonrasında 'tavanda' bir araya gelmesi artık mümkün gözükmüyor. Bu yaşananlar ve güven bunalımı, seçim ikinci tura kalması halinde de kolay kolay unutulmayacaktır.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ'IN ADAYLIĞI
Akşener'in hem de böylesine sert ifadelerle masayı dağıtması ve üzerine CHP'nin iki büyükşehir belediye başkanına 'Cumhurbaşkanı adaylığı' çağrısı yapmasının ardından siyasette tüm taşları yerinden oynatacaktır. İki belediye başkanının bu çağrıya nasıl cevap vereceği bu yazının saate alındığı 18.00 civarında henüz belli değildi. Ancak Yavaş'ın daha iki gün önce olası adaylığıyla ilgili açıklama yaparken "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Meral Akşener'in iradesi dışında hiçbir harekete girmem" diyerek araya Akşener'i yerleştirmesi çok işkillendirici.
İMAMOĞLU EGO'SUNU YENEMEYEBİLİR
Her ne kadar dün sabah "Adayım Kılıçdaroğlu'dur" dese de yerel seçimlerin ardından ego patlaması yaşayan İmamoğlu'nun da Cumhurbaşkanı adayı olma hevesini öyle bir kalemde kenara itmesi de çok kolay olmayacaktır. Şimdi "Aday değiliz" falan deseler de İyi Parti, kendileri için 100 bin imza topladığında iki isim de "Halkın isteğine karşı gelemem" deyip ağız değiştirebilirler. Ne de olsa siyasette 24 saat bile çok uzun bir zaman...
Sonuç olarak da şunu söyleyebiliriz:
Bu yaşananlar, ülkenin bu muhalefet ile yönetilme şansının olmadığını bir kez daha gösterdi. Türkiye'nin bir dönem daha Cumhur İttifakı tarafından yönetilmesine kapı iyice aralandı.