Türkiye, 14 Mayıs'ta son yılların en önemli seçimini yapacak.
Ancak maalesef bazıları bu kritik seçimi zaman zaman bir savaşa dönüştürmek istiyor. Bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyorlar.
Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün, "Siyasetin özünde var olan tatlı rekabetin siyasi husumete dönüştürülmesine lütfen fırsat vermeyelim.
Birliğimize, beraberliğimize, bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım. Hiç ama hiç kimse ülkemizin aydınlık ve müreffeh yarınlarına dair inancını yitirmesin. Muhabbetimizi güçlendirelim, kırgınlıkları giderelim, bir gönüle daha girelim. Rabbim kardeşliğimizi daim eylesin" şeklinde önemli bir açıklama yaptı.
KASAPOĞLU VE BURSALI KATILDI
İşte dün İzmir'de seçim sürecinde görülmesi istenen "tatlı rekabet" ve "muhabbet" ortamına yakışan bir manzara yaşandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu yıl 4'ünsünü düzenlediği Maraton İzmir'in startını, kentimiz birinci seçim bölgesinden milletvekili adayı olan Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu ile CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer birlikte verdi. Etkinliğe AK Parti'nin milletvekili aday listelerinde yer alan önemli isimlerinden gazeteci yazar Şebnem Bursalı da katıldı. Ayrıca CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da etkinlikteydi.
İÇİMİZİ ISITAN İKİNCİ OLAY
Bakan Kasapoğlu ve Bursalı, "Bu, CHP'li belediyenin etkinliği" demeyip maratona giderek, Soyer ve Aslanoğlu da misafirperverlik göstererek ortaya böyle güzel bir manzara çıkmasını sağladı. Sporun siyaset üstü havası bir kez daha tecelli etti. Geçtiğimiz günlerde de AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İstanbul'da seçim çalışmaları gerçekleştirirken karşılaşmış ve iki siyasetçi, gençlerle beraber 'Gesi Bağları' türküsünü seslendirmişti. İzmir'de dün yaşanan bu manzara da içimizi ısıtan yeni bir olay oldu. Tabii ki, siyasi fikirlerimizi sonuna kadar savunacağız, bu memleket için iyi olacağını düşündüklerimizin hayata geçmesi için mücadele edeceğiz.
Ancak, bunu 'tatlı rekabet' kıvamının ötesine hiçbir zaman taşımamalı ve taşımak isteyenlere de izin vermemeliyiz...
ASANSÖRCÜDEN İÇİŞLERİ BAKANI OLUR MU?
CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile partisinin TBMM Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un İzmir'de yanlarına İstanbul merkezli bir asansör şirketinin CHP'li müdürünü alarak belediyeleri gezdiğini ortaya çıkaran gazeteyiz. Nitekim, bizim deşifre ettiğimiz "asansör pazarlama" skandalı Özkan'ı en çok yıpratan olaylardan biri oldu.
Hatta bunun da etkisiyle, kurultayda çizik yiyip Parti Meclisi'ne giremedi ve genel başkan yardımcılığından oldu.
KENDİSİ DE İTİRAF ETMİŞTİ
Siz, belediye başkanlarına "İlçelerinizdeki asansörlerin denetim işini bu firmaya verin" diyerek pazarlama işine soyunursanız böyle bir netice ile karşılaştığınızda da ah vah demeyeceksiniz.
Bunları şunun için tekrar yazdık...
Tuncay Özkan, asansör olayında birlikte hareket ettiği ancak bu işten kendisi kadar yara almayan Özkoç'un Millet İttifakı'nın hasbel kader iktidara gelmesi halinde İçişleri Bakanlığı'na aday olacağını söylemiş.
Özkoç asansör işini kendisi bile itiraf etmişti.
Böyle işlere karışmış bir isimden İçişleri Bakanı olur mu Allah aşkına!... Bu arada milletvekili adaylığını biliyoruz da Bakan adaylığı nasıl oluyor onu da anlamış değiliz!