CHP, yıllardır Menderes Efemçukuru'ndaki altın madeni nedeniyle bölgede hayata geçirilmek istenen Çamlı Barajı'nın yapımına izin verilmediğini savunuyor. Bununla ilgili Büyükşehir Belediye eski Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminden bu yana CHP'den sürekli eleştiriler geliyor.
Hatta en son CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın belki de CHP'nin bu konuda verdiği yüzüncü soru önergesini TBMM'ye sundu ve beylik laflarla, "Bu maden Çamlı Barajı'nın faaliyete geçmesine engel oluşturuyor. Altın içemezsiniz ama temiz suya erişiminiz yoksa hayatta kalamazsınız" diye açıklama yaptı. Peki CHP gerçekten bu madene karşı mı yoksa sırf halka şirin gözükmek ve vatandaşın hassasiyetleriyle oynamak için mi karşıymış gibi duruyor?
İKİ YÜZLÜ TAVIR
Elimize ulaşan bu görsellere göre, ikinci şıkkın doğru olduğu anlaşılıyor. CHP'nin Menderes Belediye Başkan adayı gösterdiği İlkay Çiçek, buradaki altın madenini işleten Kanadalı şirketin Türkiye ayağı Tüprag'ın yakın dostu çıktı.
Çiçek'in Tüprag Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yaşar Dağlıoğlu ile samimi fotoğraflarına yer verdiği ve "Ne talep etsek veriyorlar" ve "Menderes için yararlı projelere adım atacağız" dediği paylaşımları bulunuyor. Ne diyelim? Halka karşı iki yüzlü davranırsanız bir gün gelir böyle deşifre olursunuz! Bu arada insanın aklına, "CHP'ye İlkay Çiçek'i Menderes'te belediye başkan adayı yaptıran güç de sakın Tüprag olmasın" kuşkusu da düşmüyor değil...
Buca'daki villaların esrarı çözülecek mi?
İzmir'in en kalabalık ilçesi Buca'da günlerdir bir villa konusu almış başını gidiyor. Doğancılar Mahallesi'nde ormanlık alanda Mehmet Layık Uluğ adına kayıtlı arsada imar kanunu ve mevzuata aykırı bir şekilde 5 adet lüks villa inşa edildi. Uluğ, Buca Belediye Başkan Yardımcısı'yken şimdi CHP listelerinden 1 sıra kontenjan meclis üyesi olan Eşref Çakır'ın eşinin akrabası çıktı...
İşte, söz konusu villaların Eşref Çakır, Belediye eski Başkan Yardımcısı Barış Özreçber ve Gazi Çırak ile CHP'nin Buca adayı Görkem Duman'a ait olduğu iddiaları ilçede günlerdir kulaktan kulağa dolaşıyor. Buradaki tapuyu kişiler üzerine bölemedikleri için arsanın Eşref Çakır'ın akrabasının üzerine kayıtlı gösterildiği iddia ediliyor. Bununla ilgili sosyal medyada ve bazı internet sitelerinde haberler yapıldı.
Ancak iddianın hedefindekilerden tek ses çıkmadı. Biz de Eşref Çakır'a sorduk. Tabii ki, iddiaları reddetti ve belediyenin yasal işlem yaptığı villaların önümüzdeki süreçte yıkılacağını söyledi. Ancak neden şimdiye kadar bunu yalanlamadıkları konusunda ise, tatmin edici bir cevap verdiğini söyleyemeyiz. Bakalım bu villaların esrarı çözülecek mi?
CHP'nin İzmir'deki trajikomik hali...
CHP, İzmir'i "çantada keklik" görmeyi ve "Ne yaparsak yapalım, ne kadar batarsak batalım, İzmirli yine bizi seçer" hoyratlığını abartınca seçim süreci CHP için trajikomik bir hal aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni yaklaşık 25 yıldır yöneten partinin hem de kelli felli isimlerinden yerel seçim öncesi ibretlik tutum ve açıklamalar art arda geliyor... Bu, siyasi çürümüşlüğün bir sonu var mı yok mu tartışması bile başlatabilir!
İMAMOĞLU'NA DESTEK
CHP lideri Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'i sürekli havuç göstererek oyaladıktan sonra anketlerde kötü puan aldığı gerekçesiyle yeniden aday yapmadı... Soyer'i "Seni yurt dışı görevine gönderelim" gibi abuk bir teklifle teselli etmeye çalıştı. Soyer de tavrını koydu. CHP'nin İzmir'deki hiçbir seçim çalışmasına katılmadı... O istenmeyen, hor görülen Soyer, geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na destek vermek için bu kentte arz-ı endam ediverince ortalık karıştı. Özel, "halkın istemediğini, başarısız bulduğunu" söylediği Soyer'in, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yaptığı Cemil Tugay'a destek vermezken İstanbul'a gittiği gerekçesiyle kıyameti kopardı.
"İzmir'e de destek verecek yoksa bu partililikle bağdaşmaz" diyerek Soyer'in CHP'liliğini sorgulamaya açtı. CHP'nin bu seçimdeki adayı Cemil Tugay da, Soyer için "Benimle bir fotoğraf bile çektirmek istemedi. Burada bir gün bir dakika yanımda durmayan belediye başkanımız başka şehirde başkaları için çalışıyor. İçim yanıyor" ifadelerini kullandı. Ortalık karışırken Soyer'in açıklamasıyla iş trajikomik bir hal aldı. Meğer, Soyer, Tugay'ı birçok açılış ve etkinliğe davet etmiş ancak kendisi gelmemiş. Üstelik, Soyer tarafından iki kez kendisine brifing verilmek istenmiş ve saat belirlenmiş ancak iki randevu da Tugay tarafından iptal edilmiş. Soyer, bunları açıkladıktan sonra Özgür Özel'e de öyle bir cevap verdi ki, adeta taşı gediğine koydu: "Genel Başkan seçildikten sonra bir kez bile partisinin üçüncü büyükşehir belediye başkanlığı makamını ziyaret etmeyip, hiçbir açılış törenimize katılmayıp bu sözlerin söylenmiş olmasına şaşırıyorum. Üstelik katıldığı her televizyon programında memnuniyetsizlik veya başarısızlık nedeniyle değiştirdiğini söylediği bir başkandan seçim ortamında kendi belirlediği adaya destek istemesini de anlamakta zorlanıyorum..." İzmir kangren olmuş sorunlarıyla yıllardır boğuşuyor, halk, artık yerel yönetimlerden hizmet istiyor. Bu beyler de kalkmışlar, birbirlerine "ben sana randevu verdim ama sen gelmedin", "benimle bir fotoğraf bile çektirmedin" diyerek kavga ediyorlar. sallıyorlar. İzmirlinin bu kadar sığlığa, bu kadar 'enayi' yerine konulmaya 31 Mart'ta cevabı mutlaka olacaktır...