• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Bir Tatlı Huzur ve bir Pazar ERKİN USMAN

Bir Tatlı Huzur ve bir Pazar

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23 Ocak 2010, 15:25
Gürkan Ertaç'a "Baba" lakabı boşuna takılmamıştır. Herkesle arkadaş, dosttur.
Ve bir diğer önemli tarafı da basında "Bombalar" diye nitelediğimiz, hem kendi başından geçen ilginç olayları, hem de "İzmir Bab-ı Ali" sinde yaşanan komik olayları bir hınzırlıkla kaleme alması, kaydetmesidir. Daha önce bu konuda "BASINDA HOŞ SADA" diye bir kitap yazdı, büyük ilgi gördü. Şimdi bir yenisini daha yazmaya hazırlanıyor. Bastırdım, kitaptan bazı anıları bugüne taşıdım.
Bekleyin, yakında "BİR TATLI HUZUR" başlıklı bomba gibi bir kitap elinize ulaşacak.
***
Ulusal boyutta bir gazetemizin Ege Ek'inde aynı sayfada iki konu vardı. Birinde, "İzmir'in Vergi Rekortmenleri Ticaret Odası'nca ödüllendirildi" haberi. Fotoğrafta Mazhar Zorlu, Selçuk Yaşar, Bedri Akgerman ve daha İzmir ekonomisine büyük katkılar yapmış üç isim. Diğer haberde de: "İzmir'in en azılı kasa hırsızları yakalandı". Onlar da 6 kişilik bir çete. Bizde saate karşı yarıştığımız için sık sık hatalar olur. Bu kez de olmuş ama, yenilir, yutulur gibi değil. Vergi Rekortmenleri haberine Kasa Hırsızları Çetesi'nin fotoğrafı girmiş, Kasa Hırsızlarının yerine de ünlü işadamları. Tabii ertesi gün kıyamet koptu. İzmir'in Nasrettin Hoca'sı, işadamlarının meddahı Haşmet Uslu espriyi patlattı:" Mazhar; niye kızıyorsunuz gazeteye ? İlk kez doğru bir haber yapmışlar. Kasa soymadan bu kadar servet edinebilir misiniz ?" Başkası söylese cinayet çıkar, dava konusu olurdu belki ama, onlar Uslu'yla öylesine canciğerdi ki, espriye kahkahalarla katıldılar.
* * *
İhtilal olmuş, Kenan Paşa (Evren) Devlet Başkanı. Fotoğrafta yanında, ihtilali yapan kuvvet komutanları Nurettin Ersin (Kara), Nejat Tümer (Deniz), Tahsin Şahinkaya (Hava) var. Yine ulusal boyuttaki bir gazetemizin İzmir'deki ekinde bir haber:"Hollanda'dan Holştayn cinsi inekler getirildi. Ve kahrolası yanlışlık, Evren Paşa ve diğer komutanların fotoğrafı yanlışlıkla o habere girmiş. Yani komutanları inek yapmışlar. Kıyamet koptu tabii. Gazetenin Bölge Müdürü, Ege Ordu Komutanlığı'nda bunda bir kasıt olmadığını anlatmak için günlerce ter döktü.
* * *
Sinan birgün durakta otobüs bekliyormuş. Gelenin Özürlüler Otobüsü olduğunu farketmemiş. Binmiş, ikinci koltuğa oturmuş. Sonradan bakmış, otobüstekilerin kimi görme özürlü, kimisinin uzuvları eksik. Kadınlardan biri başlamış Sinan'a konuşmaya:"Şu insanlarda hiç insaf yok. Bir tek otobüsümüz var, ona da biniyor, bize yer bırakmıyorlar. Evladım; senin ne özrün var ?" Sinan bir süre düşünmüş, sonra, "Bacağım sakat" demiş. Ve gazeteye yakın durağa gelindiğinde başlamış sağa yalpa yapmaya. Gözden uzaklaşıncaya dek de özürlü gibi yürümeye devam etmiş.
* * *
Yıl 1962. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Ahmet İlhan Esen, Çetin Eren ve Şadan Gökovalı'yı hacca gönderdi. Üçlü Hac'da hayli sıkıntılar çekti. Özellikle Arap şoförlerle anlaşmak hayli zordu. Taksiye bindiler, şoför sürekli Fındık...Fındık" diyordu. İlhan ağabey de yanındakilere, "Oğlum bu bizim başımızı derde sokacak fındıklarla filan ne işimiz var bizim. Yakalanırsak ömür boyu hapis yatarız" diye yakınıyordu. Nihayet çekişme taksi otelin önüne varınca sona erdi. Arapça'da fındık, otel demekmiş, şoför "fındık fındık" diye ondan yırtınıyormuş.
* * *
Bizim Hac Ekibini karşılayanlar arasında Denizyolları'nın Cidde yetkilisi Abdül Muhsin Buhari karşılamıştı. Söz Türklerin Cidde'ye nasıl ulaştığından açıldı. Buhari, "Tayyare, seyyare ve merkeplerle" dedi. Şadan Gökovalı, "Olur mu, merkeplerle onca yol gelinir mi, aylar sürer" dedi ama Buhari diretiyordu:"Gidin limanda görün merkepleri..." Gökovalı makineyi kaptığı gibi güneşin alnı kabağında belki gölgede 50-60 derece sıcaklıkta atlatma haber yapmak için 2.5 kilometre yol tepip limana ulaştı. Ortada ne merkep vardı, ne de eşek. Mesele sonradan anlaşıldı. Arapçada "merkep" eşek değil, "gemi" demekti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.