Bugünlerde Kuzey Irak ve Erbil'deki gelişmeler göz ardı ediliyor. Esasında Türkiye'nin geleceği için en önemli konulardan biri. Bostanlı barınağındaki balıkçı kahvesinde aralarında üç profesörün de bulunduğu üniversiteli bir grup, Ahmet Türk ve BDP eşbaşkanlarının gündeme getirdikleri "özerklik", "bağımsızlık" ve bunların Erbil ziyaretini tartışıyorlar. Görüşler farklı. Uzlaşma olanağı yok. Yan masada arkadaşlarıyla oturan Ahmet Kadıbeşegil, "Bir dakika" deyip söze giriyor:
***
"Anladığım kadarıyla siz bunu bir BDP açılımı olarak görüyorsunuz. Aslında bu olay yeni bir şey değil. ABD'nin 1970'li yıllardan bu yana uyguladığı sistemli politikasının sonucu. ABD kendi çıkarları açısından Ortadoğu-Orta Asya enerji kaynaklarını kontrol edebilmek için hedeflerini bu tarihlerde belirlemişti. Berlin duvarının yıkılması bu politikayı fazla değiştirmedi. Stratejik ortağı İsraili yalnız bırakmayacak, daha etkin bir politikayı ortaya koydu. Dört ülkeye dağılmış olan (İran, Irak, Suriye, Türkiye) Kürt nüfusunu birleştirerek "bağımsız bir Kürdistan" kurulması, Ermenistan'ı bu alanda ileri bir karakol görevini üstlenmesini öngördü."
***
Ermeni soykırımının tanınması, Ermenilerin Türkiye'den toprak taleplerine sessiz kalması bu politikanın devam ettiğini gösteriyor. Bunu ben söylemiyorum, 70'li yılların ortalarında Türkiye'de "CIA" istasyon şefi olarak görev yapan Paul Henze ve Richard Person ilk ifade edenler. ABD başkanları Carter, Ford, Reagen, Bush, Clinton, oğul Bush ve Obama'nın izlediği politika ve uygulamaları bunu doğruluyor. Onun için konuyu bir BDP politikası olarak görmek yanlış olur. Erbil görüşmeleri ABD askerinin Irak'tan çekilme süreciyle değerlendirilmelidir.
* * *
Türkiye'nin Ortadoğu'da etkin bir rol alması, İsraille ilişkilerinin bozulması bu politikayı daha da tetikleyen olaydır. ABD, "Ben buradan çıkarken kime güveneceğim" zemin arayışını hızlandırmıştır. ABD'nin Kerkük civarında İncirliğe alternatif bir üs kurma girişimleri de değerlendirilmeli. İran Türkiye yakınlaşması da ihmal edilmemelidir. Bu görüşmeleri ve önümüzdeki yıllara yönelik gelişmeleri ABD'nin politikaları çerçevesinde değerlendirmek gerekir.
Yenifoçalıların beklentisi!
Yenifoça, İzmir'e 75 kilometre uzaklıkta 27 kilometrelik sahiliyle harika bir belde...
Belde sakinleri, bu yıl tam kapasite Foçalı hayırsever Reha Midilli'nin katkılarıyla hizmete giren sosyal tesislerden son derece memnundu. Ancak nedendir bilinmez, 2 dönemdir büyük oy çoğunluğuyla seçilen Gökhan Demirağ başkanlığındaki belediyenin "tesisleri özel sektöre kiralama" kararıyla "şok" olmuş durumda Yenifoçalılar....
Sadece Yenifoça'da değil, Foça merkezdeki tesisler ve plaj da aynı karara tabii. İhaleler, 26 Kasım'da..
Aldığımız bilgiye göre de bu ihaleler, "1 yıl süreli" olacakmış...
Başkan Demirağ ve meclis üyelerinin bu kararı, her zaman her ortamda iktidar partisinin özelleştirme siyasetine karşı olduklarını beyan etmelerini hatırlatarak. "gözden geçirmelerini" istiyoruz...
Bu tesisler, sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla yönetilmeli.
Demirağ, "yakışanı" yapmalı...
Foça ve Yenifoçalıların "beklentisi" bu...
laflama
* "Beni burada arama anne"den, "Beni ödemeli arama anne" dönemine geçtik.
* Hayat bir sınavsa... Danıştay onu da iptal eder.
* Artık genç kızları, internet ağlarına düşürüyorlar.
* Kurunun yanında yaş da yanarmış...
* O zaman neden tuzu kurulara dokunulamıyor?
* Aboneyiz abone... Faturaları öderken abondone...
* Gecelik ilişkilerin kadınıydı belki ama bir geceliği yoktu...
* "Akmasa da damlar" dedi. Gitti sıhhi tesisatçı oldu.
küpe
İnsan, dünyada kendisinden daha çok hiç kimseye borçlu değildir.
G: Lessing
fıkra
Daha kolay
İki emektar iradenin tartışmasını yapıyorlardı. Biri, "Ben yirmi yaşındayken zengin olma kararımı vermiştim" dedi.
Arkadaşı başını salladı:
"Ama hiçbir zaman zengin olamadın, değil mi?"
"Hayır, yirmibir yaşıma girince, karar değiştirmenin daha kolay olduğuna karar verdim."
