Necati Yıldız'ı İzmir CHP örgütleri iyi tanır. Genç yaşından itibaren bu partiye emek ve gönül vermiş, bir dönem de eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın İzmir'deki sağ kolu olmuştur.
1991 genel seçimlerinde İzmir 3. Bölgede önseçimle 1. sıradan aday olan Yıldız, kendi ifadesi ile "Zana Zede" (SHP-HEP ittifakını kastediyor) ve yüzde 25 bölge barajı mağduru olmuştu.
***
Birçoklarının DYP-SHP koalisyonunda iktidar nimetlerine yakın olmak için SHP'de kalmayı tercih ettiği 1992'de, CHP'yi küllerinden yaratan birkaç yüz kişiden biri olmuş, bilahare Baykal'la bir yere varılamayacağını görüp geri planda kalmayı tercih etmişti.
Necati Yıldız, şimdilerde 842 lira maaşlı SSK emeklisi ve 2010 yılı LGS-LYS sınavlarını kazanarak 60'ından sonra üniversiteye başlayan sosyoloji öğrencisidir.
***
Bir yandan yıl sonu sınavlarına hazırlanıp, bir yandan da 2002'de merhum Ahmet Piriştina'nın jeofizik mühendisi olarak İZSU'da işe aldığı kızının uğradığı haksızlık için 30 yıllık tanışıklığı ve arkadaşlığı olan Aziz Kocaoğlu'na ulaşmaya çalışmaktadır. Başarısız olunca da kendisine mesajını eski klasik usul olan mektupla iletmiş ve mektubun bir nüshasını da bize göndermiştir.
***
CHP'de sıkça yakınılan vefasızlığa örnek teşkil ettiği için mektubu yorumsuz yayınlıyorum.
"Sayın Başkan Aziz Kocaoğlu...
Belki yaşadığınız güncel sıkıntıların, belkide benimle görüşmeyi arzu etmediğiniz için olsa gerekir, size ulaşamadığım için eski klasik usul olan mektuplaşma yolunu seçtim. Görüşebilseydim size kısaca şunu söyleyecektim.
Merhum Ahmet Piriştina'nın 2002 yılında İZSU'da işe aldığı kayınpederi İZSU Genel Müdür Yardımcısı Ali Ateş'le ilgili son tasarrufunuzla eşzamanlı olarak ve 'İşten mi çıkaralım, sürgüne mi gönderelim tartışma'sından sonra, benim açımdan işten çıkarmakla eş anlamlı olarak sürgüne gönderilen kızım Ayşen Yıldız Ateş'le ilgili tasarruf üzerine size eski bir belediye ve DSİ çalışanı olarak, ve de çevresinde olan biteni gözlemleme yetisi gelişmiş birisi olarak, İZSU veya belediyenin herhangi birimindeki sorunların kaynağının kaybolan kurum kültüründe aranmasını tavsiye edecektim.
Bir zamanlar kurum kültürünün gelişmişliği ve personelinin birbiriyle olan dayanışması örnek gösterilen bir kurum olan İZSU'da, bir yerlere gelebilmenin yolu makam odalarında dedikodu yapıp ayağı kaydırılmak istenenler için üretilen dedikodular, internet gazetelerine servis edilir hale gelmiş ise, doğum izninde iken sürgüne gönderilen ve bu durumun sebep olduğu üzüntü ile sütten kesilme riski oluşan kızım veya başkaları işten çıkarılmakla tehdit edilerek, ya da sürgüne gönderilerek bu sorun çözülemez aksine daha da derinleşir.
Sayın Başkan, siz de DSİ'den mesai arkadaşım olan Sayın Ahmet Alpaslan da, beni az veya çok tanırsınız. İstikbaline hüküm verme mevkiinde olduğunuz kızım, sizi Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan çok, bir zamanlar evimizde size kahve ikram eden Aziz Abi'si olarak hatırlamaktadır. Kaldı ki doğum iznini uzatmayarak masa ve sandalyesi olmayan yeni işyerinde işbaşı yapmıştır ve halinden şikayetçi de değildir."