Senato Mesajı!
Elbette geleceğe yönelik umutlarım da.
Sosyal projelerdeki başarısı ile Türkiye'de söz sahibi olan Konak Belediyesi, geçenlerde yine örnek bir çalışmaya imza attı: Çocuk Senatosu.
Çocuk meclislerinin çeşitli örnekleri var, ama Çocuk Senatosu bir ilk.
Geleceğimizin güvencesi çocuklarımız adına önemli bir adım.
Bugünün yerel meclislerinden yetişen çocuklarımız, gelecekte belediyelerde, TBMM'de yer alacaklar hiç kuşkusuz. Yetişmiş, bilgili, deneyimli.
Dünyada da sistem böyle değil mi?
Çocuklarımıza ne kadar değer verirsek, geleceğimiz de o denli güvenli olacak. Ve sağlam.
Her zaman olduğu gibi deneyimini, devlet adamı kimliğini ve vizyonunu ortaya koymuş Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan.
Çocuk Senatosu'nun çocuklara, kente ve Türkiye'ye sahip çıkma özelliği taşıyan ilk kararları da sevindirici.
Geçenlerde konuşmuştum, biliyorum. Dr. Hakan Tartan'ın bu çocuklara değer veren, onların katkıları ile daha sağlam bir gelecek yaratma düşünün peşinde bir de ince mesajı var: Demokrasinin kurumsallaşması. Yani, çocukların küçük yaşlardan yetişerek ülke geleceğine sahip çıkması. Tepeden inmeci modele son. Ve bir de kurumlar arası çatışmaların önlenmesi için Türkiye'de yeniden çift meclisli sisteme geçilmesi.. Yani, senatonun yeniden oluşturulması. Olur mu? Olur. Hakan Tartan'ı izlemeye devam edelim. Konak sınırları O'nun için dar! Toplumda yargı bu!
Yenifoça'dan
Kütüphaneye kilit olur mu?
Yenifoça'daki en işlek arter İzmir Caddesi'nde hayırsever Mustafa Koç adına düzenlenen ve yakınlarınca Foça Belediyesi'nin kullanımına verilen taş binadaki ''Mustafa Koç Kütüphanesi'', kitapseverlerin yaklaşık 2 yıldır büyük ilgisini çekiyordu.
Ne zaman belediyenin görevlendirdiği memure doğum iznine çıktı, bir daha da geri dönmedi, ''kitap kurtları'' için sıkıntılı günler başladı...
Kilit altındaki kütüphaneden yararlanmak isteyenler, uzunca bir zamandır şöyle bir uygulama ile karşı karşıya kaldılar:
''Kitap edinmek isteyen ya da kitap bağışlamak isteyen belediye binasına gidiyor, sorununu anlatabildiği görevliden bin bir rica ile (bir müstahdem) nezaretinde anahtarı alıp, kütüphaneye gidiyor ve amacını gerçekleştirme olanağı buluyor...''
Yenifoçalı kitapseverler, sorunun çözümü noktasında Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ'dan ilgi bekliyor... En azından günün ya da haftanın belli saatlerinde kütüphanenin açık tutulmasını umuyor...
Bu notu bana ulaştıran "Atilla Köprülüoğlu ve Yenifoçalı kitapseverler" şimdi Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ'dan kendisine yakışır bir karar bekliyor.
çimen'den
İşte, Eylül geldi!
Eylül, olanca sessizliğiyle geliverdi. Bayramın hızı, hareketi, sesi, kalabalığı bitince, aniden sessizlik çöktü etrafa. Okullar açılıyor, iş tekrar başlıyor diye herkes döndü şehrine. Geriye emekliler, burada sürekli yaşayanlar, bir de benim gibi işini evinden de yapanlar kaldı.
***
Bu hengamenin arkasından da bir baktık ki Eylül kapıdan girivermiş, sessizce. Mevsim değişmeye başladı. Güneş, yakıcılıktan ısıtma moduna çevirdi yüzünü. Sabahları ve gece saatleri, hafif serinlemeye yüz tuttu.
Benim de en sevdiğim dönem başladı böylece. Yaşamın hızı yavaşlayınca, kalemimin hızı artar benim. Yaz bitiyor diye hüzünlenenlerin aksine, yeni başlıyor bence. Deniz sakin, sokaklar boş. Kuşların sesi daha iyi duyuluyor, rüzgarın nefesi daha iyi hissediliyor artık.
* * *
Balarıları, yeniden faaliyete geçtiler. Karabiber ağaçları çiçek açtı. Narlar sarkıyor bahçelerden. Pazarlarda mandalinalar satılmaya, ağustos böcekleri ise susmaya başladı. Sakinlik her yerde . Foça'nın sokaklarını, Eylül kokusu sardı.
Çimen Erengezgin
geçmişten
Hayvana acıdığı için
Yahya Kemal Yakacık'a davet edilmişti. Kendisini istasyonda karşılayan biri üstadı faytona bindirmek istiyordu.
Şair bu teklifi "Olmaz, otomobille gidelim" diyerek reddetti.
Adam sebebini merak ederek sordu. Bunun üzerine Beyatlı şu açıklamayı yaptı:
"Hayvanları Koruma Cemiyeti'ne yazıldım da..."
küpe
Alçak gönüllülük, kendi gerçek değerini anlamaktır."
A. France
fıkra
Ritim değişikliği
Amerikalı 70'lik milyoner 20 yaşında bir kadınla evlenmişti. Birkaç ay sonra karısının kollarında öldü. Polis soruşturma açtı.
Güzel dul, gözyaşları içinde anlattı.
"Zavallı kocacığım. Ben ne kadar çok severdi. Her pazar günü kilisenin çanı çalarken, onun ritmine uyarak seks yapardık. Nereden çıktı o kör olasıca itfaiye arabası. Ding... Dong... Ding... Dong..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.