CHP'nin özellikle Ege ve kıyı kentlerde elinde bulunan belediyeleri kazanmak için il sınırları içerisinde bulunan tüm seçmenlerin oyları ile belediye başkanı seçilmesini öngören "Bütün Kent ve Yerel Yönetimler Yasa Değişikliği" önümüzdeki yasama döneminin ilk sıralarında yer alacak.
CHP'nin "Karanlıklar Prensi" Ahmet Kadıbeşegil, Bostanlı'da partililerle yapılan sohbet sırasında bakın neler söylüyor:
"Bu gelişme gerek halen büyük şehirlerde belediye başkanı olan gerekse Aydın, Muğla gibi bu statü içerisine alınması beklenen belediyelerde de yeni bir yapılanmaya gidilmesini zorunlu kılıyor.
Bu çerçevede İzmir'e baktığımızda, Aziz Kocaoğlu'nun yükünü hafifletecek bir üst düzey yapılanması gerekiyor. Tabiidir ki, bu yapılanma uluslararası finans ve yatırım kuruluşlarını yakından bilen, bunların yönetimlerinde arkadaşları olan, hibe, fon kredilerini sağlayıp yönlendirecek, belediyeciliği çok iyi bilen, altyapı ve proje çalışmaları yapabilecek teknik bilgi ve donanıma sahip, iki dil bilen, bunları geçmişte devlet kademelerinde uygulayarak göstermiş, kendini kanıtlamış, halkla ilişkileri mükemmel, CHP örgütünü çok iyi tanıyan bir genel sekreter yönetiminde oluşturulmalıdır. Halen yürütülen projelerin maddi ve teknik açıdan desteklenmesi ve ileriye dönük yaratıcı projelerin oluşturulmasında, böyle bir oluşum sadece İzmir'e değil tüm Ege'ye büyük yarar sağlayacaktır."
Sohbete katılan Mustafa Karagöz, "Peki, böyle biri var mı?" diye sordu.
İşte yanıt: "Var. Hem sapına kadar sosyal demokrat, hem de Karşıyakalı."
Peki, kim bu Karşıyakalı?
"Karanlıklar Prensi" yakasına yapışanlara şu yanıtı veriyor:
"Bir iki gün sabredin..."
kentten
Atakent'te bir yol kazası
Bir yol kazası, Gönül Özgür'ü az daha sakat bırakacaktı. Bereket versin o sırada yoldan geçen bir grup genç kız Gönül Özgür'ü kucakladı ve ayağa kaldırdı.
Gönül Özgür şimdi sol kolunun omzu ile birleştiği yerde 11 çivi taşıyor.
Bu talihsiz kaza Atakent'te vuku buldu.
Gönül Özgür, İzmir basınının tanıdığı bir isim. Uzun yıllar Ege Ekspres gazetesinde dizgi bölümünü yönetti, bunu Yeni Asır'daki yönetici asistanlığı izledi.
Tem emekliliğin keyfini yaşacaktı ki, bu görünmez kaza karşısına çıktı.
Gönül Özgür Atakent'te 2031 sokaktaki Arzuk apartmanında oturuyor. Bu yapının hemen arkasındaki daracık bir sokak, bütün uyarı ve başvurulara rağmen, bir ihmal abidesi olarak öylesine bırakıldı.
Bozuk düzen kaldırımlar, çukurlardan geçilmeyen köşeler ve bu çukurlara düşen insanlar.
Gönül Özgür de bu talihsiz kazazedelerden biri.
Dileğimiz, Karşıyaka Belediyesi'nin bu uyarıyı dikkate alması...
hayattan
Seniha'ya ilk yardım eli...
Seniha 32 yaşında. Konuşamıyor, yürüyemiyor.
Bu yaşamı da bebeklikten bu yana sürdürüp gidiyor.
Annesi Sabriye Bozan:
"Biz hayatta iken sorun yok. Kızımıza bakarız. Ya bizden sonrası?" diyor ve ekliyordu:
"TOKİ uygun ödeme şartları ile kızıma bir ev versin. Hiç olmazsa evi var diye, ileride bakım sorunu yaşamaz."
Yazımızı okuyan İzmirli işadamı Yılmaz İstanbullu (Plantel Bil. Ltd. Şirketi) bizi arayıp bilgilendi ve Saruhanlı'ya gitti. Seniha'nın özel eğitim aldığı Bircan Özel Eğitim Merkezi Müdürü Serhak Bağcı'yı alıp, Seniha Bozan'ın oturduğu Kayışlar köyüne gittiler.
Yılmaz İstanbullu yanında getirdiği tekerlekli sandalyeyi Seniha Bozan'a teslim etti, aile ile yemek yedi.
Sonra çantasından çıkardığı pastayı da Seniha ve ailesine ikram etti.
Yılmaz İstanbullu, "Hergün engellilerle iç içeyiz. Onların sorunlarını, kendi sorunlarımız gibi duyumsamak zorundayız" diyor ve şöyle devam ediyor:
"Unutmayalım ki, bugün için sağlam birinin, yarın engelli duruma düşmeyeceğinin garantisini kimse veremez. Biz engellilere ve sanat üretimi yapan insanlara yardımcı olmayı bir sorumluluk biliyoruz."
Anne Sabriye Bozan ise memnuniyetini dile getirerek, "TOKİ kızımı unutmasın, lütfen..." diyor.
Sıra TOKİ'de. Seniha Bozan'a bir ev lütfen.
küpe
Şöhret, güneş gibi uzaktan parlak ve ısıtıcı, yaklaştınız mı bir dağ gibi soğuktur.
Balzac
fıkra
Tercih
Baba oğluna çıkıştı:
"Bu ne demek oluyor? Hal ve gidişten on alıyorsun da, matematikten sıfır geliyor."
Çocuk cevapladı:
"Ama baba, ikisini bir arada yürütemiyorum ki!..."