Hasanağa Bahçesi ya da Hasanağa Parkı'nı her Bucalı ve İzmirli bilir.
Levanten işadamı Aliotti ölünce mülkü varisleri tarafından 1926'da Ödemiş eşrafından Hasan Ağa'ya satılır.
1930 yılı başlarında bahçede bulunan köşk yanar.
Bahçe, Hasan Ağa'nın mülkiyetinde bulunduğu sürece açık tutulur ve mesire yeri olarak kullanılır. Bahçe hep "Hasan Ağa Bahçesi" olarak belleklerde kalır.
***
İlk adı Aliotti Bahçesi olan Hasanağa Bahçesi'nin genel düzeninde Latin Avrupa anlayışı hakimdir.
Aliotti, bu geniş araziyi hayvanat bahçesi haline getirir ve Bucalıların ilgi odağı olur.
Yıllar sonra 1986'da buraya buz pateni yapılan bir salon kurulur. Zaman içinde kafeterya, çocuk parkları, kütüphane, nikah salonu, mini hayvanat bahçesi, izci merkezi açılır. Yapay bir şelale de meydana getirilir, şırıl şırıl su sesleri ile Bucalılar burada vakit geçirir.
Gökyüzüne doğru yükselip giden farklı ağaç türleriyle mini bir Karadeniz coğrafyasına sahip olan bahçede, Bucalılar ne hayvanları görebiliyor ne de su seslerini dinleyebiliyorlar.
Kenan Evren'in açtığı buz pateni salonu çoktan kapandı.
Kafeteryalar yok oldu.
Bahçe içindeki kimi binalar viran halde.
Geçtiğimiz yıllarda bazı ağaçlar kesilmiş olsa da bahçe yine de zenginliğinden bir şey kaybetmemişe benziyor.
Bazı ağaçlardaki kırmızı lekeler, bunların kesileceğinin işareti.
Bahçede bulunan kuş türlerini anlatan ağaç levhalar yenilense güzel olacak.
***
Kışın yağmurlar başlayınca köy dolmuşlarının bulunduğu bölgenin su dolması, göletler oluşması, belediyenin dikkatinden kaçıyor gibi.
Kısacası... Hasanağa Bahçesi eskisi gibi değil. Bakım istiyor.
Yıllar önce yapılan şelale kupkuru...
Ya bu şelaleyi kaldırın, ya da şelaleye benzetin.
Susuz şelale mi olur?
Büyükşehir Belediyesi'ne ait spor merkezinde Büyükşehir'in çıkardığı spor dergilerine rastladık.
22x31 ebadındaki Haziran ayına ait derginin kapağında ise "broşür" yazıyor.
Hasan Ağa Bahçesi'ne birşeyler yapalım.
Unutmayalım ki, o bahçe Buca'nın ciğeri.
Ramazan için kitap önerileri
Yaz için kitap önerilerine Ramazan ayı münasebetiyle devam ediyorum. Bu dönem üç tane önerim olacak. Her biri son derece aydınlatıcı, besleyici, öğretici kitaplar. Öncelikle;
***
Cennetin Gülü Hz. Muhammed (s.a.v.)- Sinan Yağmur
Aşkın Gözyaşları üçlemesiyle tanıdığımız Sinan Yağmur, bu sefer Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.)hayatını bizlere aktarıyor. Cennet Gülü'nün dünya bahçesine gelişinden, Kutlu Vedası'na, güzel ahlakından,sosyal yaşantısına, öğütleriyle insan olmanın özüne, bizi yolculuğa çıkartıyor. Karatay Akademi'den çıkan kitap, Cennetin Gülü Hz. Muhammed Efendimiz'in (s.a.v.) Veda Hutbesi ile son buluyor.
* * *
Dinle - Cemalnur Sargut
Hala okumayanlar için, başlamanın tam zamanı. Mutasavvıf Cemalnur Sargut'un radyo konuşmalarından derlenen bir tasavvuf kitabı. Edep, kaza-kader, tevhid, namaz, hac ve kurban konuları hem zahiri, hem de batıni yönleriyle açıklanmış kitapta. Nefes Yayınları'ndan Tasavvuf Sohbetleri adı altında 2008 yılında yayınlandı. Çok temel bir kitap.
* * *
Aşk Bir Davaya Benzer - H. Nur Arıtan
Mesnevi Sohbetleri adı ile çıkan kitap, Arıtan'ın tabiriyle "kul olmanın temelini teşkil eden 18 bölümden oluşmakta." Az ve helal lokma yemenin, az konuşmanın, az uyumanın manevi etkileri, dua, sabır ve şükür ele alınıyor kitapta. Kur'an-ı Kerim'den surelerle, Mesnevi'den, Rubailer'den, Divan-ı Kebir'den, Makalat'tan örneklerle açıklıyor kul olmanın temellerini. Sufi Kitap'tan çıktı.
Çimen Erengezgin
günün fıkrası
Zavallı Bill
Ünlü Amerikalı yazar Mark Twain'e sormuşlar:
"Kardeşiniz var mı?"
Gözleri buğulanarak cevap vermiş:
"Vardı azizim... Zavallı Bill...."
"Öldü mü?"
"Esrarlı bir ölüm. Biz ikiz doğmuşuz. Bizi ayırt edemiyorlarmış. 20 günlük iken ikimizi banyoda yıkıyorlarmış. Nasıl olduysa olmuş, birimiz boğuluvermişiz. Boğulan hangimizdi, bir türlü anlaşılamamış. Bazıları Bill'in, bazıları da benim boğulduğumu söylerler."