Son CHP Kurultayı'nda Egeli delegeler ve yöneticiler hep ön plandaydı. Kurultay şampiyonu Adnan Keskin'in yüksek performansına şapka çıkartılır. Keskin, adeta küllerinden yeniden doğdu. Ya Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu? Divanda CHP'li kadınların dik duruşuydu. CHP'li genç partili Elfin Tataroğlu da öyle. Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, İzmir milletvekilleri Aytun Çıray ve Birgül Ayman Güler, gruplar ötesi mücadeleleriyle takdir ve sevgi topladılar. CHP Buca Gençlik Örgütü sloganlarıyla dikkat çekti. Adeta Beşiktaş'ın Çarşı Grubu'nu aratmadı. Bir 'vefa listesi' yaparak partiye emek veren Murat Karayalçın, Adnan Keskin, Fikri Sağlar, Ercan karakaş, Faik Öztrak, Volkan Canalioğlu, Rıfat Nalbantoğlu, Mehmet Ali Susam, Tacettin Bayır, Yakup Kepenek, Yüksel Çakmur, Gürbüz Çapan gibi isimlere destek veren, partinin yeni ve genç isimlerinin arkasında duran partinin deneyimli ismi, Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan da ilgi odağıydı. Sadece İzmir değil, çeşitli kentlerden delegeler Tartan'la bol bol fotoğraf çektirdi ve sohbet etti. Kurultay'dan bir çırpıda akla gelen Ege notları.
Bir gezi, bir ziyaret ve üç isim birden...
Çalışkanlığı, devlet adamı ciddiyeti, yerel yönetimlere getirdiği farklı vizyon ve adam gibi duruşu ile değişik bir başkan tiplemesi içinde Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan.
Yurtiçinde, yurtdışında belediye başkanı olarak aldığı ödüller bunun göstergesi. Türkiye çapındaki anketlerde de hep en önlerde. Ancak Başkan Tartan'ın bir özelliği çok konuşulur hep o da vefalı oluşudur. insanların zor günlerde sığınacağı limandır Tartan. Siyasetin hızla yozlaştığı, değerlerin yitirildiği bir ortamda, siyasetçide aranılan özelliklerden biri bu; sağduyu ve vefa. Elbette insan sevgisi. Bir yılı aşkın bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Fenerbahçe'nin efsane Başkanı Aziz Yıldırım, sokağa çıkar çıkmaz soluğu İzmir ve Aydın'da aldı. Aradığı ilk kişi de, uzun yıllardır siyaset ve spor dünyasından yakın dostu Dr. Hakan Tartan'dı. Yıldırım, daha önce kendisini cezaevinde ziyaret eden eski bakanlardan Mehmet Ağar'a iade-i ziyarette bulundu Yenipazar Cezaevi'nde. Ev sahibi ise Tartan'dı.
FB Başkanı Aziz Yıldırım, özgürlük durağında ilk kez sokağa çıktı. İzmir ve Aydın ziyaretlerinde yanında evsahibi olarak dostu Beşiktaşlı Dr. Hakan Tartan vardı.
Yıldırım, Yenipazar Cezaevi'nde koyu Galatasaraylı Mehmet Ağar'ı ziyaret etti.
Bir gezi, bir ziyaret, üç isim. Türkiye'de özlenen vefa ve dostluk tablosu adına güzel bir örnek. Ne dersiniz?
anılar
Olimpiyat ve Cahit Yıldız
Cahit Yıldız, İzmir'in sporda en renkli simalarından biriydi. Uzun yıllar atletizmde orta mesafelerde, özellikle 400-800 metrelerde başarılı bir atlet olarak belleklere kazındı. Atletizmi bıraktıktan sonra masörlüğe soyundu, bu meslekte de de isim yaparak Güreş Milli Takımlarımızın masörlüğü görevini uzun yıllar sürdürdü.
***
Cahit Yıldız'ın ilginç bir yanı da tatlı abartılarıydı. Anlattıklarıyla herkesi gülmekten kırar geçirir, kendisi de anlattıktan sonra muzip muzip kahkahalara katılırdı. Malum 2012 Londra Olimpiyatları önümüzdeki hafta başlıyor. Bir "tatlı yalan"ını anlatarak Cahit Yıldız'ı analım...
"Olimpiyatlardayız. Güreşçilerimizin fazla kiloları var. Onları alıp olimpiyat köyündeki saunaya kilo atmaya götürüyorum. Yoldayken karşıdan Rusların ağır sikleti geliyor. Bize nereye gittiğimizi sordu, saunaya gittiğimizi söyledik. 'Ben de sizle gelebilir miyim?' dedi, yanımıza katıldı. Biz saunada kilo atma faslını bitirdik döndük ama Rus'u orada unutmuşuz, uyuyakalmış..."
Etrafındakiler, merakla Cahit Yıldız'a sordular: "Peki ağabey, n'oldu Rus'a?" Bizimki istifini bozmadan rahatça cevapladı: "N'olacak. Ertesi gün 48 kiloda güreşti..."
***
Ve Cahit Yıldız'dan bir başka olimpiyat hikayesi... Anlatıyor: "Tokyo olimpiyatlarındayız. Bir otelde kalıyoruz ki, sen de 90 kat, ben diyeyim 100 kat. Otelin çatı katında güreşlerin teknik toplantısı yapılacak. Bir de baktık, asansör bozulmuş. Çaresiz merdivenlerden çıkmak zorunda kaldık. Çatıya ulaştığımızda Japonlar, 'Teknik toplantı dündü, kaçırdınız' dediler. Meğer dev otelin çatısına bir gün sonra ancak ulaşabilmişiz..."