Denizli Belediyesi, İssimo Home Tekstil ve Karikatürcüler Derneği Denizli Temsilciliği'nin ortaklaşa düzenlediği "Ekoloji ve Teknoloji" konulu karikatür yarışmasına 605 karikatür sevdalısı katıldı. Büyük bir rekora imza atan yarışmada birbirinden güzel eserler yarıştı.
Denizli Belediyesi ile birlikte yarışmaya omuz veren İssimo Home ve Başarı Tekstil'in Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yılmaz, tam bir kültür, sanat aşkıyla dolu sanayicilerden. 220 işçinin çalıştığı, 250 satış noktası, 20 ülkede temsilciliği bulunan Başarı Tekstil, Anadolu Kaplanları'nda ilk beş yüz arasında yer almış bir kuruluş. Fabrikadan içeri adım atar atmaz sanatın, kültürün sarıveren sıcaklığı karşılıyor insanı. Heykeller, ünlü ressamların tabloları, ülkemizden kaçırılan tarihi eserlerin geri gelmesi için yapılmış boy boy ilanlar, afişler. Bunlar gazetelerde kullanılarak insanlarımızın gereken tepkiyi vermeleri sağlanmış.
* * *
Şimdi, Savaş Ünlü'nün izlenimlerine ne dersiniz.
Bakın, Savaş neler anlatıyor:
Seçici kurulun yapılacağı günün sabahı İsmail Yılmaz bizleri Babadağ'daki dağ evine kahvaltıya davet etti. Vivaldi'nin Dört Mevsimi eşliğinde kahvaltıya ne dersiniz.
* * *
Kızılcabölük Belediye Başkanı Abdülkadir Uslu dışında seçici kurulun üyeleri tamam dedik. Sevgili Abdülkadir Uslu'nun önemli bir toplantısı vardı. Sabahın sekizinde yola koyulduk. Arabada Şevket Yalaz, Muhittin Köroğlu, Mehmet Selçuk'la birlikte yol alıyoruz. Denizli'den Babadağ yoluna sapınca bir yeşillik demeti bizlere şenlik oluyordu yol boyunca. Doğada mevsim dönümü yaşanıyor. Ağaçlarda sapsarı bir renk yangını almış başını gidiyor. Sevgili İsmail Yılmaz durup durup, doğadaki şu güzelliğe bakın demeden edemiyor. Sarı rengin yanında kahverengi, kızıl yapraklar da bizden bu kadar dercesine ışıldıyorlar. Günün ilk ışıkları, renk yangını yaşayan yaprakların üzerinde sonbaharın keyfini çıkartıyordu...
* * *
Arabanın içinde klasik bir müzik kulaklarımızda güzel izler bırakıyor. Özellikle keman sesi dinleyene canlılık veriyordu. Arabamız Başalan Yaylası'na doğru tırmanırken güzellikler de bizimle yarışırcasına tırmanıyordu. Zirvede bir yerde durakladık. Filmlerde rastlayabileceğimiz bir dağ evi karşımıza dikildi. Tek katlı şirin mi şirin bir evdi. Bize ilk hoş geldiniz deme güzelliğini evin bekçisi iki Kangal köpeği yaptı. Boyları iki metreyi aşan ıslak bakışlı, dünyanın en zeki köpekleri kuyruk sallayarak sevindiklerini gösteriyorlardı. Evin görevlisi Osman Şakar da güleç yüzüyle hoş geldiniz, diyordu.
Müzik çalarda Vivaldi'nin Dört Mevsimi çalmaya başladı. İsmail Bey, anlatılmayacak derecede konuk sever birisi. Evin içinde döküm soba yanıyordu. Mutfakta bir telaş başlamıştı. Masaya tabaklar içinde tereyağı, peynir, petekli kekik balı, evde yapılmış kırma zeytin, kaymak, ev yapımı reçeller, biber, domates, yeşillikler, bahçenin ürünü ceviz, badem getirildi. Evin görevlisi Osman kardeşimizin eşi Ebru Hanım yufkalar yapmıştı sıcacık. Üzerine tereyağı sürünce hoş bir koku tüm odayı sarıveriyordu. Dışarıdan sadece çay ve şeker alınmıştı. Masamızdaki her şey İsmail Yılmaz'ın bahçesindendi. Semaver çayının tadını en son ne zaman içmiştik...
* * *
Kahvaltı masamızda sanat, kültür konuşuluyordu. Son okuduğumuz kitaplar, ressamların tabloları, özellikle de klasik müzik dinlenirken konuşuluyordu da. Doğa Vivaldi'nin dört mevsimini de yaşatıyordu bizlere. Sapsarı yapraklar sonbaharı, güneşin yakıcılığı yaz mevsimini, havadaki soğukluk kışı, yemyeşil yapraklar ilkbaharın kanıtı gibiydi. Duvarda boydan boya uzanan kitaplar ruhumuzu sarmıştı. İsmail Yılmaz, bayi toplantılarında yörenin balından, en çok okunan kitaplardan veren bir güzel insan. Petek kekik balı yenmeyecek gibi değildi. Ağzımızdaki kekik tadı, kekik kokusuyla birleşince o anı varın siz düşünün.
* * *
Vivaldi'den sonra Neşet Ertaş, Mahzuni'nin ezgileri dağ evinde yankılanmaya başlıyor. Her türküde yaşamın sorgulandığı üzerine uzun uzadıya tartışılıp üzerinde konuşuyoruz. İşin içinde karikatüristler, sanatçılar, sanata gönül vermiş bir sanayici olunca her sözde çiçekler açıyordu. İsmail Yılmaz'ın birkaç ay önce yaptığı Umre ziyaretini anlatırken gözlerindeki ışıltı daha da artıyordu. Umre'de çekmiş olduğu fotoğrafları gösteriyordu açıklamalar yaparak.
Konudan konuya geçiyorduk. Saat 14.00'te Denizli Şiir Otel'de toplanıp yarışma karikatürlerini değerlendirecektik. O güzellik bırakıp da gidilemezdi. İsmail Yılmaz, ev sizin istediğiniz zaman gelebilirsiniz, derken bir güzelliğin de resmini çiziyordu o an...