Üç türlü seçmen vardır:
1- Ufak hizmetlerle mutlu ve tatmin olan. Misal emeklidir. Emekli maaşına yapılan küçük bir zam, onu mutlu eder, o da gider oyunu, maaşına zam yapmayı vaadeden siyasi partiye verir.
2- Bu tür seçmen, ufak, geçici hizmetlerle tatmin olmaz. O da diyelim emekli. Emekli maaşına yapılacak küçük bir zamdan ziyade, kendisine emekli maaşını veren sosyal güvenlik kurumunun istikrara kavuşması için ç aba harcayacağını vaadeden siyasi partiye oyunu verir. Fedakarlık eder, ama bu, onun için daha önemlidir.
3- Bu seçmen fanatik grubuna girer. Partisi nasıl olursa olsun, ondan vazgeçmez. Yönetim dökülse, vaadler tutmasa, imaj sıfır olsa bile o, partisine sımsıkı bağlıdır. Gider sandığa, gözü kapalı o partiye oy verir.
Birinci tür seçmen, ülkeyi maceraya sürükler. Onun gündeminde hep kaos olacaktır. Hem siyaseten, hem ekonomik olarak.
İkinci seçmen, ülkesini düşünen seçmendir. Ama sayısı giderek azalan bir seçmen türüdür. Çünkü o da bilir ki, Cumhuriyet'ten bu yana, kemeri sıkma görevi hep ona verilmiştir. Bu seçmen türünün sayısını artırmak, ülke istikrarının temel ögesidir.
Üçüncü seçmen türü, birincisinden daha tehlikelidir. Statükocu bir yapıyı getirir. Böyle seçmeni mantık noktasına getirmek de güçtür.
7 Haziran seçimlerine böyle üç grup seçmen oylarıyla gideceğiz. Sonucu belirleyecek faktörler ortada.
Bakalım, "şuur" galip gelecek mi?
Dileriz gelir.
kültür
Kütüphaneler Zinciri ve Belediye el ele
Karşıyaka Belediyesi'nin; kitap okumayı teşvik için geçtiğimiz yıldan bu yana Bostanlı Güzel Sanatlar Parkı'na, Ege Park'a, Latife Hanım Köşkü'ne, Esin Sitesi'ne, Deniz Baykal Kültür Merkezi'ne, Alaybey Muhtarlığı'na "Al götür Oku getir" kampanyasıyla ücretsiz kitap değişim stantları kurması üzerine Recai Şeyhoğlu, kültür müdürü Veysel Çıldır'a çıktı ve "Karşıyaka'yı kültürün başkenti yapmak isteyen başkana bir Karşıyakalı olarak omuz vermek isteriz" dedi.
Her ikisi de biliyordu ki, kitapsız yaşamak; kör, sağır ve dilsiz yaşamaktı.
Ana oğul Şeyhoğlular; Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar'ın, "Bilgi ne kadar çok paylaşılırsa o kadar değeri artar. Ne kadar çok sayıda insan kitap okursa toplum o kadar gelişir ve kültür düzeyi yükselir. Karşıyaka'mızda yaşatacağız" sözlerinden belli ki çok etkilenmişlerdi.
Recai Şeyhoğlu, Veysel Çıldır ve Deniz Süer'in elele vermesiyle çalışmalar hızlandırıldı ve Şeyhoğlu, her iki mahalle merkezine semt sakinlerinin ilgisini çekecek türden 350'şer civarında kitabı teslim etti.
Şadiye, Canan ve Gül hanımlarla kitapları raflara yerleştirirken onlarla da dostluklar kurdu. Sadece kütüphane kurmadıklarını, bundan böyle kültürel etkinliklerle de mahalle merkezlerine destek olacaklarını söyledi.
Bu arada Deniz Süer ve arkadaşlarını da Türkiye'de bir ilk olan kütüphaneler zinciriyle ilgili olarak da bilgilendirdi.
Sosyolog Dr. Selim Karyelioğlu, 'Rasime - Recai Şeyhoğlu, Kütüphaneler Zinciri'ni' özgün bir aydınlanma modeli olarak değerlendirmişti.
küpe
Talihsizlikler kendileri için açık bırakılan kapıdan içeri girer.
Çek atasözü
günün fıkrası
Doktor hastaneye gelince hemşireye sordu:
"Bir yenilik var mı?"
"Hayır doktor... Sadece hastanız öldü."
laflama
* Param yok pulum yok. Ama pul koleksiyonum çok. Evlenelim mi hadi?
* Ömür biter. Futbol geyikleri bitmez!
* Geyiklerin hiç konuştuğunu gören var mı ki?.. Boş boş konuşmaya Geyik Muhabbeti adını vermişiz!
* Kurşun adres sormaz. Hele maganda kurşunu hiç sormaz!
* Gelir pastasından yoksullara "Sus Payı" bile verilmiyor!
* Hala insan olmasını beceremeyenler için. Tek yol evrim!
İbrahim Ormancı'dan