Çok partili Türkiye siyaset dünyasında, Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi çizgisindeki milyonların ayrı bir yeri var.
1946'dan bu yana:
"Ben Demokrat Partiliyim..."
"Menderes'in çizgisindeyim..."
"Bayar'ın izindeyim.."
"Meşalemiz Menderes, şimdi liderimiz Demirel" diyen milyonlar bu aksiyonun son ustası Süleyman Demirel'in Hakkın Rahmetine kavuşmasından bu yana, daha da sahipsizleşti.
Bu büyük siyasi akımın varislerindan önemli bir bölümü de, günümüzün siyasetine pek sıcak bakmıyor.
Kapılarını bile açmıyor.
Bir zamanların değişmez Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk, yine bir zamanların hızlı Bakanı Ali Naili Erdem, İsmet Sezgin, Nahit Menteşe'de "tık" yok.
Ve bu inanmış, özellikle iktidar olmaya alışık kitleler yıllardır kendilerine sığınacak bir liman arayışı içinde...
***
İşte bu tablo içinde "kendilerine bugünün siyaset dünyasında" yön çizenler de var.
1950'li yıllarda rahmetli Menderes'in önderliğindeki Demokrat Parti'nin Gençlik Kollarında parlayan bir gençti Erkut Şenbaş...
27 Mayıs sonrasında da Gümüşpala önderliğindeki Adalet Partisi'nde Gençlik Kolları Genel Başkanlığı yaptı.
O yılların İzmirli delikanlısı, Demokrat Parti çizgisinden çıkmadı, milletvekili oldu ve bu günlere geldi.
Erkun Şenbaş gençliğini ve zindeliğini kaybetmiş değil. O şimdi AK Parti saflarında, ülkesine hizmet arayışı içinde...
Şenbaş'tan, eski DP'li dava arkadaşlarına bir mesaj var:
"Burasının Demokrat Parti'den farkı yok. Burada buluşmamıza ne dersiniz?" diyor ve çağrı yapıyor:
"Haydi buraya..."
Ve bir görüş...
"Bu davet ya tutarsa? İşte o zaman, milli iradeyi siz görün."
kentten
Kim bu hayvansever?
Mustafa Açar; Bostanlı'nın "cevval" kuaförlerinden..
Bizim dostumuz, meslektaşımız Okan Yüksel'in de damadı olur..
Kuaför Mustafa'nın işyerinin bulunduğu apartmanın sakinleri de HayCan'dır..
Yani; hayvansever...
Hepsinin de beslediği birer kedisi, köpeği vardır.
Dolayısıyla sokaktaki başıboş köpekler de apartman bahçesine "abone" olmuştur.
Bir-iki köpek çocuklara saldırınca; ahali Karşıyaka Belediyesi'nden yardım ister.
Ancak aldıran bir yetkili de çıkmaz!
Bunun üzerine komşuları damat Mustafa'ya,
"Biliyoruz ki kayınpederin gazeteci. Hergün boy boy yazıları çıkıyor. Ömrünü de vermiş üstelik Karşıyaka'ya. Bir söyle de; o çare buluversin" derler.
Okan Yüksel de geçmişte belediyenin basın birimine "dahlinde" emeği olduğu "görevli"yi arar.
"Görevli"; araç kullandığını, 10 dakikaya kadar döneceğini ve sorunla ilgileneceğini söyler.
Günler, haftalar geçmiştir..
O gündür bu gündür Okan Dostumuz "görevli"nin telefonunu bekliyor (!)
Biz; buradan Karşıyaka Belediyesi yetkililerine haber verelim, dostumuzu da beklemekten kurtaralım!
küpe
Yanlışlık fare deliğinden bile geçer. Doğruluk kapılardan sığmaz.
H.W.Shaw
fıkra
Sakızı ver...
Amerika'da gangsterler zengin bir adamın yolunu kesip, tepeden tırnağa soymuşlardı. Anadan doğma kalan milyarder:
"Bari tek bir şeyi bana bırakın" dedi.
Gangsterlerin reisi yanındakilere emretti:
"Şunun çikletini geri verin..."