Atatürk için böyle kitap hiç yazılmadı
Kitap aslında Atatürk'ün yakın koruması olan Nazım Canca'nın "o yakın koruma günlerindeki" birbirinden ilginç anıları ile dolu. Nazım Canca, askerlik görevini Atatürk'ün yanında Çankaya Köşkü'nde yapmış, vatani görevinin bitimine yakın O'nun izni ile Emniyet Teşkilatı'na müracaat etmiş ve polis olarak Ata'sının Rusça mütercimi, kütüphane memuru ve yakın koruması olarak 10 Kasım 1938'e kadar devam etmişti.
Nazım Canca, Emniyet Teşkilatı'nın 6 sicil numaralı polisi olarak Atatürk'ten sonra İsmet İnönü ve Celal Bayar'ın da yakın korumalığını sürdürmüş, Polis Başmüfettişi olarak emekli olmuştu.
Nazım Canca, Atatürk'ten sonra İsmet İnönü ve Celal Bayar ile yaşadığı günleri ve hatıralarını yazmayı planladığı bir sırada 30 Kasım 1981 günü hayata veda etti.
Bu ilginç görev adamının anılarını yayına hazırlayan Damla Asena Daloğlu ilk ve orta öğrenimini İzmir'de tamamladı. Galatasaray Üniversitesi Fen-Edebiyet Fakültesi Felsefe Bölümü'nden sonra bu kariyerinin yanına Sosyal Bilimler Fakültesi Yüksek Lisans Programı'nı ekledi.
Şimdi söz, bu anıları yayına hazırlayan Damla Asena Daloğlu'nun...
Daloğlu diyor ki:
"Nazım Canca'nın hatıraları, belki de çok uzun bir süre önce yayınlanmak üzere yazılmıştı. Bu anılardan uzun süredir haberdardım.
Diyebilirim ki, Nazım Canca'nın kızı sevgili Burçin Canca Bilgehan bu hatıraları babam Yavuz Bilgehan ile paylaştığında ben daha çocuktum. Babam üniversitede öğretim üyesiydi ve Opus Kitap'ın kurulmasına daha yıllar vardı.
Gün döndü, ben büyüdüm, Yavuz Daloğlu hayali olan Opus Kitap'ı kurdu ve işte şimdi Nazım Canca'nın hayali de bu vesile ile gerçek oluyor ve hatıraları da hayat buluyor. Yayına hazırlama sürecinde, Canca'nın anlatımı ışığında ben de çoğu zaman kendimi anlatılanların içinde buldum. Öğrenirken, şaşırırken, duygulanırken ve kimi zaman da gülerken.
Şunu açıkça belirtmeliyim ki, elinizdeki kitap bir tarih kitabı değildir.
Kanıyla, canıyla yaşamış, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulma safhasında kendi hayatının akışı içinde kimi zaman yurt dışındaykene aldığı haberlerle, kimi zaman da alınan kararların merkezinden, Atatürk'ün Sofrası'ndan, kütüphanesindenolaylara tanıklık etmiş bir kişinin hatıralarıdır.
Damla Asena'yı dinlemeye devam: "Bu tarih kitabını okurken tarihle aramına bir mesafe hatta bunun ötesinde bir 'akıl' koymak hiç de zor değildir.
Fakat elinizdeki bu kitap, herbirimizin düşüncelerinden, olası yorumlardan, bugünün siyasi problemlerinden hassasiyetlerinden bihaber yazılmıştır.
Bu kitabı yayına hazırlarken elimdeki metne, Nazım Canca'ya, Nazım Canca'nın anlattığı Mustafa Kemal'e ve kitapta adı geçen diğer kişilere işte bu bilinç ve sorumlulukla yaklaştım."
Ve, Galatasaray Üniversitesi Atatürk Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr.
Rıdvan Akın'ın bu ilginç kitap hakkında görüşleri şöyle:
"Nazım Canca'nın hatıralarını aslında Atatürk öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Canca'nın Çankaya'da Atatürk'ün huzuruna çıkıncaya kadar hayatını tam bir macera olarak nitelendirmek her halda en doğru tanımlama olacaktır. Bunları kitabın içinde okuyacağınızdan aminim. Bütün bu maceralardan sonra, Nazım Canca için hayatının en anlamlı dönemi başlayacaktır. Bu, Atatürk Çankaya'sındaki hayatıdır"
"Hayatım ve Hatıralarımda Atatürk"ü kitapçılarda veya Opus Yayancılık (0212 613 38 36)'dan arayabilirsiniz.
pazar gırgırı
Öyle bir ceza ki!
Hız limiti 50 km olan bir caddede polis sürücüyü durdurdu ve önce suçunu sıraladı: "Hızlı gitmeniz bir yana, yanlış yerde araba solladınız, farlarınızdan biri yanmıyor, lastikleriniz tümüyle aşınmış. Size hayli kabarık bir ceza yazmak zorundayım" Kalemini çıkardı, defterini açtı ve sordu:
"Adınız nedir?" Sürücü derin bir soluk aldı ve adını söyledi:
"Schterthewisizesky Vocgefastrlongchsclingen..." Polis bir süre düşündü ve sonra kararını verdi:
"Şeyyy... Bu kez ceza yazmıyorum ama lütfen daha dikkatli olun."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.