Giriş Tarihi: 31 Mayıs 2016, 22:46
Serdar Kılıç, 1979 Belçika doğumlu. Siyaset Bilimi ve Sosyoloji mezunu.
Belçika'nın 9'uncu büyük kenti (370 bin nüfuslu) Charleroi'da Belediye Başkan Yardımcısı.
Eşit Şanslar Bakanlığı'nda eğitim ataşesi.
2006 yılında Charleroi Belediye Meclisi Üyeliği'ne seçildi.
Belediyede; ulusal eğitim, çocuk parkları, sağlık ve öğrencilerin yaz stajlarından sorumlu başkan yardımcısı.
Serdar Kılıç'ın işi gücü eğitim!
Kamu Yönetimi Profesörü olan Kılıç, insan hakları, mülteci sorunları, eğitim, göç sorunları, uyum politikaları konularında konferanslar veriyor.
Yurtiçinde ve yurtdışında...
Charleroi Belediye Başkanı olan siyasetbilimci Profesör Paul Magnette'in de öğrencisi. Paul Magnette, belediye başkanlığının yanı sıra Valon Bölgesi'nin de başkanlığını yapıyor. Özetle...
Hem milletvekili hem de belediye başkanı.
Serdar Kılıç; belediyedeki görevi ile ilk-orta-lise-yüksekokul ve müzik akademilerinde öğrenim gören 33 bin öğrenci ile 4 bin öğretmen ve görevliye hizmet veriyor. Bu da 30 bin aile demek oluyor.
"Öğrencilerin ve öğretmenlerin sorunlarının çözümünde aktif rol üstlenmek beni daha çok mutlu ediyor" diyen Kılıç, 2009'da seçildiği milletvekilliğini donduruyor ve diplomatik pasaportuna, dokunulmazlığına ve milletvekili maaşına veda ediyor.
Charleroilılar onu 2014 yılında yeniden milletvekili seçiyor.
Lakin o, 10 dakikalığına milletvekilliği yaptıktan sonra gene belediyedeki görevine dönüyor.
Serdar Kılıç, Türkiye'yi de yakından takip ediyor. Charleroi'da, Brüksel'de siyaset yapıyor olsa da yaz mevsiminde Ege'nin mavi-berrak sularında geçiriyor günlerini. Bir Kuşadası sevdalısı o!
Gönül istiyor ki; Kuşadası'nda, Karşıyaka'da, Bergama ya da Ayvalık'ta da engin bilgisinden yararlanıp dinleyelim Sayın Kılıç'ı...
Olaylar ve bir kadın...
Gülçin Şahar Uzun, AK Parti Kadın Kolları'nın aktif üyelerinden biri.
Canlı, hareketli ve iddialı bir hanım yazar.
İzmir ve Ege siyaset dünyasının böylesine iddialı ve açık yürekli kadınlara öylesine ihtiyacı var ki...
AK Parti İzmir teşkilatının bu hızlı üyesinin son günlerin flaş olaylarından birini değerlendirmesi de şöyle.
Gülçin Şahar'ın bu ilginç yazısını okuyalım:
Fransa'da şu ana kadar 1000 kişi tutuklandı.
Sadece bugün 300 bin kişi sokakta.
Ulaşım durmuş vaziyette.
Benzin istasyonlarında kuyruklar.
Sokaklar ateşe veriliyor.
Polis göstericilere çok sert müdahale ediyor. Kadın göstericileri saçlarından tutup, yerlerde sürükleyip kan revan içinde bırakıyor.
1- Peki siz hiç 'polis orantısız güç kullanıyor' diyen bir Avrupalı parlamenter gördünüz mü?
2- Fransa için 'kaygılıyız' demeçleri veren Batılı bir siyasetçi duydunuz mu?
3- "Fransa'ya sakın gitmeyin. Tehlikeli..." diyen Batılı bir dışişleri yetkilisi duydunuz mu?
4- Fransa sokaklarında bırakın 24 saat kesintisiz yayını... 10 dakika bile yayın yapan Amerikan CNN ve İngiliz BBC kameraları gördünüz mü?
5- Ya da halkı sokağa çağıran bir Fransız gazeteci, sanatçı, tiyatrocu gördünüz mü?
6- Fransa Cumnurbaşkanı göstericilere 'çapulcu' dedi, kimseden 'çıt' var mı?
7- Türkiye söz konusu oldu mu, ortalığı ayağa kaldıranlar, neden kör, sağır ve dilsiz kalıyorlar?
Marmaris'te rekorlar kırıldı
İzmir Yüzme İhtisas Kulübü, Marmaris'te yapılan Aquamasters Kısa Kulvar Masterler Yüzme Şampiyonası'nda büyük başarı kazanarak 26 altın, 18 gümüş ve 7 bronz madalyalık bir performans gösterdi.
50 metre kurbağalama 75-79 yaş grubunda Yıldırım Karakaplan 50.66 ile, 45-49 yaş grubu bayanlar 50 metre kelebekte de Elvin Karagözcük 47.25 ile Türkiye rekoru kırdılar.
İzmir Yüzme İhtisas Kulübü Başkanı Levent Karagözcük kulübün amacının mümkün olduğunca fazla veteran yüzücüye imkan yaratmak olduğunu belirterek, "Tabii kırılan rekorlar, alınan başarılı sonuçlar da memnuniyet verici. Bundan sonra faaliyetlerimizi daha yoğun biçimde sürdürmeyi hedefliyoruz" dedi.
Eski ünlü yüzücü-basketbolcu Yıldırım Karakaplan da yüzme sporunun ilerlemiş yaşlara kadar yapılabileceğini, sağlıklı ve zinde kalabilmek için yüzmenin ideal bir spor dalı olduğunu belirtti.
Günün fıkrası: Yerinde olmak mı?
Çapkın delikanlı, yanında oturan sarı saçlı dalgın bakışlı kızdan gözlerini bir türlü ayırmıyordu. Kız ise kucağındaki sevimli köpeği ile meşguldü.
Dayanamadı:
"Ah matmazel... Kucağınızdaki köpeğin yerinde olmayı çok arzu ettim, şu anda!" "Aman mösyö, sakın böyle bir arzuya kapılmayın.
Zira köpeğimi, kuyruğunu kestirmek için baytara götürüyorum."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.