• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Resim sanatı ve Devrim Erbil ZEKİ HOZER

Resim sanatı ve Devrim Erbil

zeki.hozer@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04 Ocak 2025, 19:57

İslamiyette, resim ve heykel sanatının gelişiminin engellenmesinin bir çok nedeni sıralanabilirse de kanımca, en temel sebep, yanlış ve dar bir perspektiften yapılan yorumlardır. İnsanlar tarafından yapılan resim ve heykel çalışmalarını, sadece tanrılaştırılmış suretler veya putlara indirgeyen bu dar bakış acısı maalesef Türk İslam sanatının gelişimini sınırlamıştır.
Kuşkusuz ki, İslam'da put ve put yapımı kesin yasaklar arasındadır. Bu noktada, tapınmak için yapılan put ile bir sanat objesi olarak heykel, farklı çalışmalardır. Kur'an'da 'temasil' olarak geçen heykel,'timsal' in çoğuludur ve Enbiya suresi ile Sebe suresinin 52. ve 13. ayetlerinde bahsi geçer. İlkinde 'put', ikincisinde de 'heykel' anlamında kullanılmıştır. Sonuçta, Kur'an'da resim ve heykele yönelik bir yasak sözkonusu değildir ancak bu konuda bazı hadisler üzerinde durulabilir. Genellikle en çok referans gösterilen de " Allah katında, kıyamet günü,azabı en şiddetli olan kimseler,musavvirlerdir" hadisidir. Burada 'Musavvir', şekil veren, tasvir eden anlamındadır ve Allah'a ait sıfatlardandır. Dolayısı ile, bu hadis, resim ve heykel sanatı haricinde, tapınma ile yani 'put' yapanlar ve ona tapanlarla ilgilidir. 'Cahiliye' döneminde Arapların sadece put yapma ve ona tapınma amacı ile heykel yaptıkları, İslam'ın ilk dönemlerinde de en önemli mücadelelerden birisinin puta tapanlara karşı verildiği unutulmamalıdır.

SAYGI VE SEVGİNİN İFADESİ
İnsan zihninde şifrelenmiş imgeler ile duyular, algılar oluşturup bu imgeleri yapılandırdıktan sonra, bundan ilham alarak ürettiği ya da sentezlediği düşüncesini, başka insanlara yansıtmak istediğinde, bir özgün metodoloji süreçinde başta resim ve heykel olmak üzere hangi sanat dalını seçmişse onda 'yoktan var eden Yaratıcıya' karşı bir duruş değil, olsa olsa sadece Yaratıcıya duyduğu bir saygının ifadesi olarak zuhur eden eserini ortaya koyar. İnsan tabiatının, fiziki doğanın ve hatta kainatın simgesel ve mistik bir dille anlatımı, tarih öncesi dönemlerden bu yana sayısız sanatçının uğraşısı olmuştur. Sanatı ve sanatçıları farklı kılan şey ise, duyuları ile algıladıkları ve şifreledikleri imgeleri, yansıtma süreçindeki özgün yetenekleridir. Çünkü sanatçılar, 'normal sınırlamaların' dışında, hassas bir ruha ve ortalamaların üzerinde farklı bir akla ve duyarlılıklara sahiptirler. Sanatçıyı, düşünce ve duyguları kadar içgüdüsü, hayal gücü ve çoşkusu da yönlendirir ve çıktı olarak objektif ya da nesnel eserleri ortaya çıkar.
Bu bağlamda, sanat eseri olarak yaratıcılık, Tanrı ile bir yarış değil, Tanrıya yakınlaşma eylemidir. Bu, bir çırağın ustasına duyduğu saygı ve minnetin ifadesidir. Nitekim Tanrı da, kulunu en güzel şekilde yaratmıştır, ve Hazreti Muhammed 'in,'Allah, Adem'i, kendi suretinden yarattı' hadisinde olduğu gibi, bu tanımlamanın özünü anlamada, sanat, kendisi ile birlikte tüm estetiği ile varedilen tanrısal güzellikleri keşfetmek için bir serüven, dolayısı ile de Tanrı'ya yöneliştir. Kuşkusuz, yaratıcılık, zorluklarla mücadele ederken ortaya çıkar. Çırağın aşırı çalışması ve meşakkatli uğraşıları, ustasının takdirini kazanmasına yol açar, süreç içinde de İlahi yardım gelir, zihni açılır yani ilhama kavuşur. Oluşan eser, sanatçının taa içinden, en derininden yola çıkarak kök salar ve nesnelleşir, Sonuçta sanat, Tanrıyı anlama ve bir anlamda da yüceltme çabasının bir tezahurudur.

FARKLI BOYUTA TAŞIDI
Prof. Dr. Devrim Erbil, özgün stili ile yarattığı resimleri ile, ülkemiz kültür ve sanat hayatına harükulade katkılarda bulunmuş, kendisi 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ile onurlandırılmıştır. Devrim Hoca, İslam Sanatında, yukarıda bahsettiğimiz sanatçıları sınırlayan bu dar perspektifi aşarak, tüm zorlukların üstesinden gelmiş, Türk sanatçılarını da farklı bir boyuta taşıyarak, hat sanatı, tezhip, ebru ve minyatür şeklinde özgün eserleri için değişik sanat ürünlerine yelken açtırmıştır. Bu süreçte, bir çok ressamımız, sadece Batıda gelişmiş olan resim tarzlarından etkilenerek, eserlerini üretmeye devam ederken, Devrim Hocanın geleneksel Türk kültürünü geliştirmek şeklindeki insiyatifi takdire şayandır.
Devrim Erbil, Türk Resim sanatının özgünlüğünü esas alarak, yabancı kültürü değil,kendi kültürünü ve kimliğini, sanatının odağına yerleştirmiş, bunu yaşamı boyunca koruma ve geliştirme şiarı ile eserlerini yaratmıştır. Bunu yaparken kendine ait özgün bir teknik ve üslup yaratmış, sadece resim değil seramik,vitray, mozaik,pleksi,baskı,marküteri ve halı çalışmaları ile, ruhundan ilham aldığı ritmin çizgisel ve nesnel dışa vurumunu, geleneksel minyatürden modern plastik sanatlara kadar bir çok yaratıda insanlığa armağan etmiştir.
Devrim Erbil, tüm yaşamında meydana getirdiği eserleri ile sadece çağdaş Türk resminin büyük ustası değil,aynı zamanda Türk kültüründe resim sanatını yeni bir boyuta taşıyan dahisi olarak ebediyen parlayacak kutbudur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.