Tüm dünyanın gözü 20 Ocak 2025'te başlayacak (15 gün sonra) ikinci Trump döneminde. Donald Trump'ın iddia ettiği gibi Orta Doğu ve Ukrayna'daki savaşları durdurup durduramayacağı ve sözünü tutabilirse bunu hangi şartlarda gerçekleştireceği merak konusu. Türkiye açısından yeni Suriye'nin inşa süreci, mültecilerin geri dönüşü, Azerbaycan-Ermenistan arasında olası bir barış anlaşması, Karadeniz güvenliği ve Doğu Akdeniz enerji denklemi ile Kıbrıs üzerine kurgulanan Batı senaryoları da 2025'te yakından takip edilecek konular arasında. Trump'ın iki önceliği olan UKRAYNA VE SURİYE konusunda, Başkan Recep Tayyip Erdoğan-Türkiye'nin KİLİT ROLÜ küresel stratejik masalarda değerlendiriliyor.
RUSYA-UKRAYNA
Trump'ın ABD'de seçimleri kazanmasının ardından Ukrayna ve Rusya başta olmak üzere ana aktörlerin verdiği sinyaller, 2025'in ilk altı ayında uluslararası bir barış girişiminin gerçekleşebileceği umutlarını artırdı. Barış masasına oturulması durumunda her iki tarafın da taviz verebileceği yorumları yapılıyor. Trump'ın Rusya-Ukrayna savaşının durdurulmasına öncelik vereceği bu süreçte Erdoğan ile Trump ve Putin arasında etkin bir diyalog kurulabileceği vurgulanıyor. Rusya'nın 2. Donald Trump döneminde Ukrayna ile barış görüşmeleri için Türkiye'nin arabuluculuğunu isteyeceği konuşuluyor. Esad'ın devrilmesiyle KAZANAN BAŞKAN ERDOĞAN-TÜRKİYE oldu. Rusya ve İran kaybetti. Rusya'nın bölgedeki tüm hamlelerinde artık Ankara ile daha yakın ilişkiler içinde olacağı ifade ediliyor. Putin ile Trump'ın Ukrayna ile barış görüşmeleri için de Türkiye'nin arabuluculuğunu istemesinin söz konusu olacağı belirtiliyor. Her iki ülkeyle de yakın ilişki içinde olan Türkiye, olası bir Rusya-Ukrayna barışının siyasi ve ekonomik açılardan önemli bir kazanım getirmesini bekliyor. Ayrıca Moskova'nın; Ermenistan ve Orta Asya'da büyük güç kaybına uğraması sonrası, Türkiye'nin Rusya ile diplomatik ilişkilerindeki beklentileri de artmış durumda. Türkiye'nin mevcut avantajını önce Rusya ile olan doğalgaz anlaşmalarının fiyatlarında ortaya koyması bekleniyor. Doğalgaza büyük ihtiyaç duyan Almanya'nın Türkiye'ye muhtaç durumu, Başkan Erdoğan'ın Moskova ve Batı arasındaki arabuluculuk rolünü de güçlendirdiği değerlendiriliyor.
GAZZE'NİN GELECEĞİ
Siyonist İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırımı sürüyor. 7 Ekim 2023'te başlayan İsrail saldırılarının 2025'te de bölgeyi etkilemeye devam etmesi bekleniyor. Siyonist Binyamin Netanyahu'nun Gazze'den sonra Batı Şeria'yı hedef almasından endişe ediliyor. Buna paralel olarak İsrail'in yasa dışı yerleşim politikalarını devam ettirmesi ve Golan Tepeleri'ni aşarak Suriye topraklarında yeni alanları kontrol altına alması ihtimali de yakından takip ediliyor. Bu süreçte, Donald Trump yönetiminin nasıl bir politika izleyeceği gelişmelerin seyrini belirleyecek. Trump yönetiminin dış politika ve güvenlik kadrolarında İsrail yanlısı şahin isimlere yer verilmiş olması, Ankara gibi birçok başkentte kaygıyla karşılanıyor. İsrail ile Lübnan arasında Kasım ayı sonunda ilan edilen 60 günlük ateşkesin sona ermesinin ardından çatışmaların yeniden başlayıp başlamayacağı da önemli bir gösterge olacak.
Türkiye Suriye'de hangi konuları izleyecek? Suriye konusunun en yakından takip edileceği başkentlerden biri Ankara olacak. Suriye sahasında hem HTŞ ile hem de Suriye Milli Ordusu (SMO) ile uzun süredir temasta olan Türkiye, yeni yönetimin kurulması sürecinde her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ilan etti. Rusya ve İran'ın Suriye denkleminden uzaklaşmasının ardından etkisini daha da hissettiren Türkiye'nin, 2025 boyunca yapılacak çalışmalarda ana aktörler arasında yer alması bekleniyor.
SURİYE'NİN İNŞASI
Siyasi oluşumun yanı sıra Suriye'nin yeniden imarında da Türkiye ve Türk özel şirketlerinin devrede olacağı kaydediliyor. Türkiye açısından ikinci önemli bir konu da Suriyeli mültecilerin kitlesel geri dönüşünün başlayıp başlamayacağı. Ülkede yönetimin değişmesinin ardından başlayan süreçte çok kısıtlı sayıda Suriyelinin geri döndüğü biliniyor. Ankara, ülkede koşulların gelişmesi durumunda daha fazla mültecinin döneceği beklentisinde.
Suriye'de diktatör Esad'ı deviren yeni Suriye hükümeti lideri Ahmed Es-Şara'nın ülkede nasıl bir siyasi sistem kuracağı 2025'in en kritik konularından biri olacak. Türkiye'nin, yeni siyasi sistemin uniter, kapsayıcı, azınlıklar, farklı etnik ve dini gruplar ile kadın hakları açısından özgürlükçü olması yolunda yardımcı olması çok kıymetli. Takip edilecek bir diğer önemli unsur da ABD aparatı PKKYPG- SDG'nin tasfiye edilmesi. Türkiye ve yeni Suriye yönetimi aynı görüşte: Ya tasfiye olacaklar, ya da tasfiye edilecekler. Bu konuda Trump, Avrupa ve İran'ın olası kurgulamaları dikkatle takip edilecek.Bu kapsamda, ABD'nin Suriye'deki askerlerini tutup tutmayacağı, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile iş birliğini sürdürüp sürdürmeyeceği de merak konusu.
KAFKASYA'DA BARIŞ
Dost ve kardeşimiz Azerbaycan ve Ermenistan arasında 2024'te yapılan kalıcı barış anlaşması, müzakerelerin 2025'in önemli beklentileri arasında. Azerbaycan-Ermenistan anlaşmasına paralel olarak Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin tesis edilmesi ve sınırların açılmasını içeren anlaşmaların da yapılması bekleniyor. Sürecin tamamlanması durumunda Kafkasya'da yeni bir dönemin başlayacağı, Zengezur Koridoru gibi önemli hatların tamamlanmasıyla ekonomik canlanmayı destekleyebileceği kaydediliyor. Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının zenginliği nedeniyle uzun yıllardır bölgesel ve uluslararası güç mücadelelerinin odağında yer aldı. Doğu Akdeniz'in enerji kaynaklarına çökmek isteyen Derin Amerika/Avrupa'nın planlarını Başkan Erdoğan-Türkiye engelledi. Evet, Türkiye Doğu Akdeniz'de bölgesel dengeleri şekillendiren bir lider ülke olarak hareket ediyor. Osmanlı'nın en büyük Mavi Vatan Doktrini çerçevesinde Türkiye, hem kendi kıta sahanlığını hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarını koruma noktasında tavizsiz bir duruş sergiliyor.
SONUÇ
Yeni Suriye inşasında Başkan Recep Tayyip Erdoğan-Türkiye stratejik konumuyla, Doğu Akdeniz'de de Türkiye-Suriye deniz yetki anlaşmasına doğru yürüyor. Bilindiği gibi, Mısır ve İsrail, Suriye Doğu Akdeniz deniz alanına yakın bölgede büyük doğalgaz yataklarını işletiyor. Başkan Erdoğan'ın, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile yakın ilişkileri, Mısır ile Türkiye arasında da deniz anlaşmasına doğru gidişi hızlandırmış durumda. 2024'ün son haftası Ankara'ya gelen Lübnan Başbakanı Mikati de Cumhurbaşkanı Erdoğan'la geniş iş birliği dosyalarını ele aldı. Olası yeni anlaşmalar, Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarını genişletirken enerji kaynaklarının araştırılması ve işletilmesi için yeni fırsatlar sunacak. Türkiye-Mısır, Türkiye-Lübnan, Türkiye-Yeni Suriye arasında olası stratejik deniz anlaşmaları Türkiye'yi bölgedeki enerji transfer yollarının merkezine yerleştirerek stratejik bir enerji koridoru oluşturulmasına olanak tanıyacak. Başkan Erdoğan, Türkiye Yüzyılı paradigmasını ilmek ilmek örüyor. Hedef 2071-Kızıl Elma