• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Nesneler ve duygular HAKAN URGANCI

Nesneler ve duygular

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04 Ocak 2025, 19:52

Erkekler ve kadınların ayrı gezegenlerden geldiği tezine çok aşina olabilirsiniz. Aramızda DNA düzeyinde bir fark olmasa da kas kütlesi ve sinir yapısı olarak azımsanamayacak farklar olduğunu söyleyebiliriz. Erkek tekli görevlerde iyiyken örneğin, kadın çoklu görevlerin altından rahatlıkla kalkabilir.
Böyle farklılaşmış iki beyin yapısının elbette avantajları olduğu kadar dezavantajları mevcuttur. Bu yüzden 'kadın ve erkek eşittir.' Savı hem yetersiz hem de komiktir. Kadın ve erkek eşit değil, eş'tir. Bu eş olma durumundan çift olmayı da benzer olmayı da kastetmediğim de açıktır.
Eş kavramını, birbirini tamamlayan parçalardan her biri olarak kullanıyorum.
Bu durumda her bir parçanın, eşine göre güçlü ve zayıf yanları olacaktır ve hatta olmalıdır. Örneğin az önce bahsettiğim beyin özellikleri (tekli görevde/çoklu görevlerde uzmanlaşmak) cinslere güç ve zayıflıklar katar.

İNSAN BENCİLLİĞİ
Tekli göreve odaklanan erkek beyni, aynı anda diğer uyaranları (örneğin eşinin yakınmalarını) görmezden gelecek (hatta vıdı vıdı sayacak)tir.
Bununla birlikte bu beyin, inanılmaz bir odaklanma ve görev bilinci getirir beraberinde. Bu, erkek beyninin 'süper gücü'dür. Dişi beyin aynı anda pek çok görevin üstesinden gelir ama odağı çabuk bozulur, çoğu zaman motivasyon ve konsantrasyon eksikliği hisseder. Bu da süper dişi beynin zayıf yönüdür. Böylesi iki beyin, her durumda birlikte çalışarak mükemmel bir iş birliği sağlayabilir.
İnanın ki pek çok durumda böyle bir tamamlayıcı tablo ile karşı karşıyayız.
Durum böyle olduğu halde hep birbirimizin eksiklerini hesaba katıp artıları yok saymamız da ancak insan bencilliğiyle açıklanabilir diye düşünüyorum.

BİLİNÇSİZ TAKAS
Eş olanlar, pek çok konuda 'bilinçsiz bir' takas içinde birbirlerinin hayatını sürekli kolaylaştırırlar.
Herkes ilişki denen sofrayı heybesindeki yiyeceği katkı olarak sunar, 'olmayan tarafa' ikramda bulunur.
Dışarıdan kim ne derse desin (Hiç yakışmıyorlar vs.) birinin çok'u diğerinin yok'una denk düştüğü sürece bir ilişki uyumla sürer. Bu takas konularının en önemlilerinden biri de şudur: erkekler -genelde- nesneler dünyasının hükümdarı iken kadınlar da duygular diyarının efendisidir.
Kadim zamanlardan beri bu görevler için geliştirilip evrimleşmiş bir yapıları vardır. Erkeğin kas gücü ve görev odaklılığı onu nesneler hakim ve sahip kılarken kadınların çoklu zekası da onları duyguların yöneticisi kılmıştır. Bu durumda kadında eksik olan şey nesnelerdir. Kadın duygular hakkında konuşmayı sever ve duyguları yaşar ve yaşatırken erkeğin onun için sağladığı nesnelere ihtiyaç duyar. Erkek, kadını hayatta tutacak ve yaşamı kolaylaştıracak şeyleri kadına sağlar.

ERKEĞİN EKSİLERİ
Erkeğin eksiği duygulardır. Nitekim duygular aleminde kaybolsaydı nesneleri temin etmeye/çalıştırmaya odaklanamazdı. Erkek genellikle nesneler hakkında sohbet açar.
Otomobil, para ya da belki nesneleştirdiği bazı karşı cins... Evet, görünen dünyanın hakimi erkek gibi görünse de yaşamı tekrar başlatan ve duygular sayesinde o yaşamı yaşamaya değer kılan, bir amaç veren de kadının ta kendisidir. Belki böyle bakıldığında sürekli kadını duygusal açıdan dengeden uzak, erkeği ise duygulardan hiç anlamayan kaba saba birer varlık olarak düşünme hatasından biraz uzak durabiliriz.
Sonunda erkek de kadın da yaşamın en gelişmiş gereçleridir ve her duruma uygun bir gerecin varlığı, ancak zenginlik olarak görülmelidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.