Aralık ayında Atina'ya uçtuk. Bilet fiyatları hayli yüksekti. (Şöyle örnek vereyim; uçuştan iki hafta önce Atina bileti ile Dubai bileti -arada dört misli uçuş süresi farkı olmasına rağmen- aynı paraydı.) Bunun birinci sebebi tarihin Noel arifesine denk gelmesi , ikincisi de adalardan sonra biz Türklerin Atina'yı da komşu kapısı yapması idi. Arz talep meselesi yani...2024 sonu itibarıyla 24 ülkede 65 şehir görmüş biri olarak değerlendireceğim Atina'yı... Uçuş İzmir'den 35 dakika sürerken havalimanından şehre ulaşmak bir saati aldı. Özel taksi ile 50 euro ödedik. (Noel arifesinde şehirde alışılagelmişin dışında bir trafik vardı.) Biz şehirde otel yerine airbnb tutarak oda başına da gecelik 2500 lira ödedik.
ESNAF TÜRKÇE BİLİYOR
Öncelikle bir uyarı ile başlayayım. Avrupa'nın hemen her şehrinde olduğu gibi burada da klozetlerde temizlik musluğu yok. Bu, kültürümüz için büyük bir sorun. (Yanınızda kolonyalı mendil taşımayı unutmayın.) Hadi onu geçtim, sık tuvalet ihtiyacı duyanlar için gidilen pek çok tesiste klozet kapağı kaldırılmış durumda. Yani Türkçesi ile 'Kullanmanız istenmiyor.'Tuvalet -kerhen-orada. Otelden çıkmadan ihtiyaçlarınızı büyük oranda görmüş olun ya da otel çevresinde gezmeye çalışın. İki ülke insanı arasında ciddi bir sorun yok. (Asıl sorun politikacılarda) Hatta kökleri Türkiye'de olanlar size ciddi sempati gösteriyorlar. Bu bağlamda yine bir uyarıda bulunalım: Özel ya da negatif konuşacaksanız sesinizi kısın. Çevrede çok Türk turist olduğu gibi esnafın bir kısmı da Türkçe biliyor.
İSTANBUL'A BENZİYOR
Birlikte gittiğim arkadaşlarım, bana deniz ürünleri değil de et yemem üzerine tavsiyede bulunduklarında anlamsız gelmişti ama haklıymışlar. Deniz ürünleri -özellikle ahtapot- anlamsız bir sertlikte oysa et konusunda çok iyiler. Özellikle Karamanlis ismi taşıyan kasap (ve restoranı) harika pastırma yapıyor. Ha, diyebilirsiniz ki 'pastırmanın halisi burada', haklı olursunuz ama bir konu haricinde... Pastırmayı severiz ama vücuttan çıkan kokusunu değil. Çemenin içindeki maddeler ağır koku yapar. Karamanlis'in pastırması çok leziz olsa da çemeni hafif. Koku yapmıyor, deneyip görün. Atina'yı ülkemizde en çok İstanbul'a benzettim. Özellikle Plaka ve Kolonaki bölgeleri Bağdat caddesi ile Nişantaşı'na benziyor. Onların 'b sınıfı' diye de ekleyeyim. Onun dışında tarihi binalarına çok sahip değiller. Restorasyon ile pek uğraşmamışlar. Ara sokaklarda binalar eski ve köhne. Özellikle graffiti çok yaygın ve güzelim binalar yazı ve çiziler yüzünden çirkin gözüküyor. Benim gibi fotoğraf çekmeden duramayan bir insanı bile durduran bir şehir bu çünkü burada ülkemde göremeyeceğim hiçbir şey görmedim. Ayrıca hiç fotojenik bir şehir değil.
GÜZEL BİR ALTERNATİF
Şehirdeki Gazzi bölgesi, bizdeki Havagazı fabrikası gibi dönüştürülmüş bir bölge. Burada eğlence mekanları var. Ancak onun haricinde de Atina'da hemen hemen tüm sokaklarda -oturmakla bitiremeyeceğiniz sayıda-irili ufaklı kafeler ve olağanüstü bir genç nüfus var. Rahat bir şehir bu. Kendinizi asla yabancı hissetmiyorsunuz. Sözün özü Atina, bir yurt dışı alternatifi olarak -çok gezmişler için- cazip bir seçenek olmaktan çok, 'hafta sonu ne yapsak?' düşüncesine bir alternatif oluyor.