Türkiye kime yardım ettiyse kötülük buldu
ONLAR İÇİN DÜNYA SAVAŞI'NA GİRDİK
Bu Almanya var ya, biz onların yüzünden Birinci Dünya Savaşı'na katıldık, müttefikleri onlar için karşımıza aldık. Goeben (sonradan Yavuz) ve Breslau (sonradan Midilli) olan Alman yapımı Magdeburg sınıfı iki hafif kruvazör, İngiliz Akdeniz Donanması'ndan kaçarak Çanakkale Boğazı'na girip, 10 Ekim 1914'te İstanbul'a sığındı.
Bu sığınma, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'na müttefikleri karşısına alarak girmesine yol açar. Türkiye'nin Almanlarla stratejik işbirliği kurmanın da ötesinde kader birliği yaptığı tarihi bir gerçektir.
Abdülhamit döneminden başlayarak Almanlar bizim en önemli dostumuzdu.
1950'lerden sonra Almanya'yı insan gücüyle destekledik, ekonomik olarak kalkınmasına büyük katkı yaptık.
İşçilerimizin sosyal, kültürel sorunları elbette oldu ama iş gücü, işyerlerine gönülden katkı yapmak çabaları da yadsınamaz.
Bugün Almanya'da 4 milyon Türk yaşıyor. Bunların çoğu da sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal hayata aktif olarak girmişlerdir.
Kestirme bakışla Türkler Alman Devleti'ne yük olmuyor, hatta yükünü omuzluyor. Hele kendilerini hümanist ilan eden Almanların, Neo-Naziler dazlakların Türkler'in cami, ev ve işyerlerini yakmalarına, çektirdiği çilelere, tehditlerine rağmen.
Öyleyse Alman Parlamentosu'nun Türkiye'ye takındığı hasmane tavra ne demeliyiz?
Demek ki bizdeki vefadan onlar nasiplerini almamış. Ayrıca, Yahudi soykırımıyla ilgili Nazi katliamını herkes biliyor. Önce yakın tarihte işlediğiniz cürme bakın, sonra 101 yıl önce tarihçilerin bile kesinleştiremediği Ermeni tehciriyle ilgili başrole soyunmaya kalkın.
SADECE ALMANLAR MI?
Türkler tarih boyunca "Canım" dediği her ülkeden darbe görmüş, vefasızlıkla karşılaşmıştır. 500 yılında İspanya Kralı Ferdinand, Yahudileri göçe zorladı, teknelere yığıp sınır dışı etti.
Pekçok ülke kabul etmez, sınırlarını kapatırken, devrin Osmanlı Padişahı 2. Bayezid onları bağrına bastı. İstanbul'a, İzmir'e özellikle Karataş'a ve Aydın'a yerleştirdi. İzmir Karataş'ta Kız Lisesi'nin karşısında sonradan Urgancı Apartmanı olan Yahudihane o yıllarda kuruldu.
İslam-Musevi ayrımı yapılmaksızın dostluklar, arkadaşlıklar kuruldu, kaynaşıldı. Şimdiki durumu biliyorsunuz, en büyük düşmanlarımızdan birisi İsrail..
Hani vefa, hani eski fedakarlıkları karşılıksız bırakmamak?
laflama
O türküyü güncellemek gerek kanımca. Ben sevdim eller aldı. Bana da yediğim kazıklar kaldı!
Evlenirken feraset sahibi eş değil de, veraset sahibi eş ararsan böyle mutsuz olursun yahu!
"Sen adamın dibisin" ne demek Allah aşkına? İnsan olan senin kadar alçalamaz demenin Türkçesi değil mi?
Kadın erkeğe "Senin için saçımı süpürge ettim" dedi. Erkek pişkin pişkin, "Yaaa elektrikli süpürge bozulmuş.
Yenisini almaya gerek yok o zaman" deyiverdi!
Ödül alacağıma kendimden "ödün" vermeyeyim yeter!
İbrahim Ormancı'dan
günün fıkrası: Tabanca
Kadının biri, New York'ta bir silahçı dükkanına girdi.
"Bana bir Browing tabanca verir misiniz? Yalnız, sağlam, tutukluk yapmayan bir şey olsun!" "Kendinizi savunmak için mi, hanımefendi?" "Hayır!.. Savunmamı sonradan avukatım Henry yapacak."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.